"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 109 ada 49 parsel sayılı taşınmazın ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın 30 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/07/2015 tarihli ve 2014/372 Esas, 2015/430 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.12.2018 tarihli ve 2016/5818 Esas, 2018/7994 Karar sayılı kararıyla; "...doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları ile tespit tarihi öncesi ile tespit tarihine en yakın uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli 109 ada 49 parsel sayılı taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanak örnekleri ve varsa tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tespitlerinin dayanağını oluşturan kayıtlar, tespitler kesinleşmişse kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler varsa mahkeme ilamlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosyasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve ziraat bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, komşu taşınmazların varsa kadastro tespitlerine esas tapu ve vergi kayıtları yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanarak bu kayıtlarda çekişmeli taşınmaz yönünün ne şekilde gözüktüğü belirlenmeli, ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresi, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarını açıklayan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve bitki örtüsü ile çevresindeki taşınmazların toprak yapıları ve bitki örtülerinin mukayese edilmesi suretiyle hazırlanan, bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, ayrıca çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden ve komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosyaya eklenmeli, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava ve uydu fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunun, arazinin varsa imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi istenilmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davacının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca en az yirmi yıldan fazla bir süredir ekonomik yarar sağlayarak dava konusu taşınmaza nizasız fazılasız zilyet olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı iktisap koşullarının oluşmadığını, dava ve keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarının maddi gerçeği yansıtmadığını, davanın niteliği gereği ziraat bilirkişi raporunun bir kurul tarafından hazırlanması gerektiğini, bilirkişi raporunda hububat bitki artıklarına rastlandığından ve bu yüzden taşınmazın çok uzun zamandan beridir tarımsal amaçlı kullanıldığının görüldüğünden bahsedildiğini, ancak taşınmazın önceki kullanım durumuna ilişkin bir tespit yapılmadığını, 2001 yılına ait hava fotoğrafının 20 yıllık zilyetlik süresi şartının sağlandığını göstermeyeceğini, imar ve ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı araştırılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı hususunda da ziraat bilirkişi kurulundan kanunun amacına uygun rapor alınmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkindir.
Kadastro sonucu ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 49 parsel sayılı sayılı taşınmaz ham toprak vasfıyla davalı adına tespit ve tescil edilmiş, tespit 29.11.2004 tarihinde kesinleşmiştir.
2. İlgili Hukuk
1. TMK'nın 713/1. maddesi; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunanve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz. " hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.