Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5500 E. 2023/199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlikle iktisabı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalı Hazine vekili ise taşınmazın Hazine'ye ait olduğunu savunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın bir kısmı için zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermesinde isabetsizlik bulunmazken, diğer kısmı için zilyetlikle edinme şartlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesi, Damlataş Mahallesinde bulunan, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan, dilekçesinde sınırlarını gösterdiği yaklaşık 5 dönüm alanı 25 yılı aşkın süreden beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatı ile kullandığını ileri sürerek, adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, tescile ilişkin şartların oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Pazarcık 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.06.2015 tarihli ve 2014/966 E., 2015/527 K. sayılı kararıyla; kadastro sırasında tescil harici bırakılan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde ise davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 08.06.2017 tarihli ve 2015/10179 Esas, 2017/4255 Karar sayılı kararıyla; “...doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde bulunuyor ise imar planının ne zaman onaylandığı ilgili Belediye ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmalı, taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin ... fotoğrafları olduğu göz önüne alınarak, taşınmaz imar planı kapsamında ise, imar planının onay tarihinden, imar planı dışında ise dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin stereoskopik ... fotoğrafları ve bu ... fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra 3 ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliklerinin, imar-ihyalarına en erken ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının, arazilerinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliklerine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın (A) ve (B) bölümlerinin öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadıklarını, eğimlerini, niteliklerini, toprak yapılarını, bitki örtülerini üzerlerindeki ağaçların cinsini, adedini ve yaşını, taşınmaz bölümlerinin imar-ihya edilip edilmediklerini, edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu belirleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro harici bırakılan yer iken davacı tarafından imar ihya edilerek tarla haline dönüştürüldüğü ve 20 yıldan fazla bir süredir kullanıldığı, orman veya mera olmadığı ve böylece TMK'nın 713/1. maddesinde aranan şartların davacı lehine oluştuğu gözetilerek fen bilirkişisı ... Gizlenci tarafından düzenlenen 09/03/2015 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.328,27 m²'lik kısım ve (B) harfi ile gösterilen 2.244.71 m²'lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu edilen yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacı tarafından imar ihyanın tamamlanmadığını, çekişme konusu alan üzerine ağaç dikildiğini sonrasında ise hiç bir tarımsal faaliyette bulunulmadığını, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” düzenlemelerine yer vermiştir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesi, Damlataş Mahallesinde bulunan davacının sınırlarını belirttiği taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2017 tarihli ve 2015/10179 Esas, 2017/4255 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak fen bilirkişisı ... Gizlenci tarafından düzenlenen 09/03/2015 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.328,27 m²'lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı Hazine vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde bulunmadığından reddine,

3. Davalı Hazine vekilinin 09/03/2015 havale tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 2.244.71 m²'lik kısma yönelik temyiz itirazlarına gelince;

4. 09/03/2015 havale tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 2.244.71 m²'lik kısım üzerinde yer alan zeytin ağaçlarının 6-7 yaşında olduğu, ziraat bilirkişi raporunda bu alanın tarla vasfı ile kullanıldığı belirtilmiş ise de, dosya içeriğindeki fotoğraflardan arazinin taşlık yapıda olduğu, alan üzerinde ne gibi tarımsal faaliyet yapıldığının belirtilmediği, zeytin ağaçlarının yaşı ve zilyetlikle edinme süresi birlikte değerlendirildiğinde, zilyetlikle edinme şartlarının bu alan yönünden davacı lehine gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

5. Hal böyle olunca, 09/03/2015 havale tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 2.244.71 m²'lik kısım yönünden davacının tescil talebi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.