"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.1. Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği taşınmazın 1977 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 7/4, 22/2 ve 4/4 fıkraları gereği tapulama harici olarak tespit edildiğini, taşınmazın 38.000 m2 kısmının 20 yıldan fazla süredir davacının kendi tasarrufu ve zilyetliği altında olduğunu, söz konusu taşınmaza emek ve masraf sarf ederek imar ve ihya ettiğini ileri sürerek, davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
1.2. Yargılama sırasında ... 28.08.2019 tarihinde ölmüş, yasal mirasçıları tarafından yargılamaya devam edilmiştir.
1.3. Davaya müdahale talebinde bulunan ... vekili, 06.11.2014 havale tarihli dilekçesinde, davacı tarafından dava konusu edilen taşınmazın 30 yılı aşkın zamandır imar-ihya edilip, tarıma elverişli hale getirildiğini, şu an oturmak için ev inşa edildiğini taşınmazın asıl malik sıfatıyla zilyedinin müdahil olduğunu ileri sürerek, taşınmazın müdahil adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında asli müdahilliğine karar verilen ... 14/12/2015 tarihli dilekçesi ile asli müdahillik taleplerinden davacı lehine vazgeçtiğine dair beyan dilekçesi sunmuştur.
1.4. 08/10/2014 tarihli dilekçesi ile davaya müdahil olmak isteyen ..., davadan henüz haberi olduğu için müdahale talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile davaya müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. ...'ın asli müdahil talebi kabul edildikten sonra kendisi hakkındaki davayı takip etmemesi sebebiyle HMK 150. madde gereği kendisi yönünden dosya işlemden kaldırılmış üç ay içinde davasını yenilememesi sebebiyle 27/10/2015 tarihli duruşmada davanın HMK'nın 150/6 madde ve fıkrası gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
1.5. 08/10/2014 tarihli dilekçesi ile davaya müdahil olmak isteyen ... ... açılan davadan henüz haberi olduğu için müdahale talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile davaya müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2015 tarihli ve 2010/1062 E., 2015/703 K. sayılı kararıyla; 28/05/2014 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarından dava konusu yerin tescil harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla kullanıldığının anlaşıldığı, düzenlenen harita bilirkişi, jeoloji bilirkişi ve toprak bölümü mezunu ziraat bilirkişi raporlarında, fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen raporda (A) harfi ile gösterilen alanın 1756.50 metrekare olarak (B) harfi ile gösterilen alanın 1306.82 m2 ile (E) harfi ile belirtilen 8330.04 metrekarelik kısım ve (F) harfi ile belirtilen 13697.57 m2'lik kısmın imar ve ihya çalışmalarının tamamlandığının ve bu yerin tarımsal vasıfta olduğunun tespit edildiği, her ne kadar son yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının taşınmazın asli müdahil olarak davaya katılan ...'e ait olduğu ve davacının bu taşınmazı uzun süreli kullanmadıkları yönünde beyanda bulunmuş olsalar da mahalli bilirkişilerin tarafsız olarak beyanda bulunmadıkları, asli müdahil ... ile akraba oldukları, ...'in daha sonra davadan vazgeçtiği de dikkate alınarak dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Mardin ili, Artuklu ilçesinde bulunan ve harita ve kadastro mühendisi Abdülvahap Irmak'ın krokisinde (A) harfi ile belirtilen 1756.50 m2, (B) harfi ile belirtilen 1306.82 m2, (E) harfi ile belirtilen 8330.04 m2, (F) harfi ile belirtilen 13697.57 m2'sinin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfi ile gösterilen 3585.28 m2 yine (D) harfi ile gösterilen 786.56 m2, (C) harfi ile gösterilen 6035.85 m2'si yönünden davacının davasının reddine dair karar verilmiştir.
Davacı asli müdahil ... yönünden açılan davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Dava konusu tescil harici taşınmaz yargılama devam ederken idari yoldan davalı Hazine adına tescil gördüğünden daha önce dahili davalı olarak davaya katılan ... yönünden davada taraf ehliyeti bulunmadığından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve vekalet ücretine yönelik dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13/03/2019 tarihli ve 2016/4248 E., 2019/1707 K. sayılı kararıyla; “...Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına” dair ilama karşı davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarihli ve 2019/2407-5395 sayılı kararıyla “Mahkemece harita ve kadastro mühendisi Abdülvahap Irmak'ın krokisine atıf yapılmış ise de, dosya içinde aynı bilirkişiye ait 2 adet raporun bulunduğu, hüküm yerinde hangi rapora atıf yapıldığının açıkça belirtilmediği, öte yandan çekişmeli taşınmazın yukarıda açıklandığı şekilde ifraz görmesi sonucu birden fazla parsele ayrıldığı ve hüküm yerinde davacı adına tescile karar verilen (A), (B), (E) ve (F) bölümlerinin ifraz olunan parsellerden hangilerinde yer aldığının, başka bir ifade ile bu bölümlerin hangi parsellerden iptal edileceğinin açıkça gösterilmediği, bununla birlikte hükme esas alındığı tahmin edilen 28.05.2014 tarihinde yapılan keşiften sonra düzenlendiği anlaşılan ve üzerinde tarih bulunmayan bilirkişi ... 'a ait rapor içeriğinde de, davacı adına tescile karar verilen (A), (B), (E) ve (F) bölümlerinin hangi parsellerde kaldığı bilgisine hükmün infazını mümkün kılacak biçimde açıkça yer verilmediği, bu haliyle hükmün infaz kabiliyeti bulunduğundan söz edilemeyeceği, hal böyle olunca; Mahkemece açıkça hangi bilirkişi raporuna atıf yapıldığı ve davacı adına tescil edilecek bölümlerin hangi parsellerden iptal edileceği belirtilmeksizin, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi gerektiği halde sehven onanmasına karar verildiği anlaşılmakla davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile Dairenin 13.03.2019 tarihli 2016/4248 Esas, 2019/1707 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,” dair karar verilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/03/2021 tarihli ve 2019/883 E., 2021/315 K. sayılı kararıyla; 28/05/2014 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarından dava konusu yerin tescil harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla kullanıldığının anlaşıldığı, düzenlenen harita bilirkişi, jeoloji bilirkişi ve toprak bölümü mezunu ziraat bilirkişi raporlarında, fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen raporda (A) harfi ile gösterilen alanın 1756.50 metrekare olarak (B) harfi ile gösterilen alanın 1306.82 m2 ile (E) harfi ile belirtilen 8330.04 metrekarelik kısım ve (F) harfi ile belirtilen 13697.57 m2'lik kısmın imar ve ihya çalışmalarının tamamlandığı ve bu yerin tarımsal vasıfta olduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, fen bilirkişileri tarafından raporda (D) harfi ile gösterilen 3585.28 m2 ile yine (D) harfi ile gösterilen 786.56 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 6035.85 m2'nin imar-ihya çalışmalarının tamamlanmamış olması sebebiyle bu taşınmazlar yönünden davacının davasının reddine, Mardin ili, Artuklu ilçesi, Acar Mahallesi 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 26/11/2020 UYAP kayıt tarihli fen bilirkişisi ek raporunda "A" harfi ile gösterilen 1553,60m2 lik kısmının, "B" harfi ile gösterilen 658,17 m2'lik kısmının, "E" harfi ile gösterilen 353,88m2 lik kısmının, "F" harfi ile gösterilen 4215,62 m2'lik kısmının; 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın "B" harfi ile gösterilen 330,07 m2'lik kısmının, "E" harfi ile gösterilen 5098,43 m2'lik kısmının, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın "A" harfi ile gösterilen 202,75 m2'lik kısmının,"B" harfi ile gösterilen 318,59 m2'lik kısmının, "E" harfi ile gösterilen 1147,91 m2'lik kısmının, "F" harfi ile gösterilen 1696,17 m2'lik kısmının; 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazın "E" harfi ile gösterilen 1729,74 m2'lik kısmının, "F" harfi ile gösterilen 2985,14 m2'lik kısmının; 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın "F" harfi ile gösterilen 4800,71 m2'lik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline, davacı asli müdahil ... yönünden açılan davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili, mahallinde yapılan incelemede davacılar lehine zilyetliğe rastlanmadığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğundan Hazine adına kayıt edildiğini, eğimli, taşlık ve kayalık yapıda olduğunu, keşif ve bilirkişi incelemesinin yeterli olmadığını savunarak temyiz isteminde bulunmuştur.
Dahili davalı ... vekili, kendileri aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlardan olduğunu, davanın reddi durumunda İdareleri adına tesciline karar verilmesi gerektiğini savunarak temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Davacı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
6.3.2. Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin yörede 1977 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766/2 gereğince tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 23.08.2013 tarihinde Hazine adına ham toprak vasfıyla 206 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edildiği, bu kez 04/04/2014 tarihinde ifraz işlemi neticesinde 118 ada 1, 119 ada 1, 120 ada ve 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı saptanmıştır.
6.3.3. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Yerel Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
6.3.4. Somut olayda; bozma ilamına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen raporda (A) harfi ile gösterilen alanın 1.756,50 metrekare olarak (B) harfi ile gösterilen alanın 130,82 m2 ile (E) harfi ile belirtilen 8330,04 metrekarelik kısım ve (F) harfi ile belirtilen 13697,57 m2'lik kısmın imar ve ihya çalışmalarının tamamlandığı ve bu yerlerin tarımsal vasıfta olduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne dair karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1968 ve 1981 tarihine ait hava fotoğrafı temin edilerek harita mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu rapor, taşınmaz bölümünün evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına ve sadece ton farklılıklarından dolayı taşınmaz bölümlerinin işlendiği kanaatinin oluştuğunun belirtilmesiyle yetinilmesine rağmen, yeniden denetime elverişli rapor alınmamış, taşınmaz bölümlerinin niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden ziraat mühendisi kurulunun hüküm vermeye elverişli olmayan yetersiz ve soyut içerikli raporu ile yetinilmiş, yeniden üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, davacılar murisi ...'ın dosyaya yansıyan belgelerden cezaevinde olduğunun anlaşılmasına ve dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında davacının kullanımı açısından çelişki oluşmasına rağmen bu süre zarfında taşınmaz bölümleri üzerinde zilyetliğin sürdürülüş şekli açıklığa kavuşturulmadan, davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
6.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmaz öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
6.3.6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporlarını irdelenmek sureti ile taşınmaz bölümlerinin evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmaz bölümlerinin konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;
6.3.7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümlerinin niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
6.3.8. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;
6.3.9. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz eden dahili davalı ...'na iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.