"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı katılma yoluyla davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Batman ili, Merkez ilçesi, Kesmeköprü köyü urganlı mevkiinde bulunan, tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan, dilekçesinde sınırlarını gösterdiği 50-52 dönüm taşınmazı yaklaşık 25 yıldan beri kullandığını ileri sürerek, adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı tarafından imar ve ihya ile kazanmayı sağlayacak tarımsal faaliyette bulunulmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2014 tarihli ve 2011/860 E., 2014/373 K. sayılı kararıyla davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.10.2015 tarihli ve 2014/18761 E., 2015/11265 K. sayılı kararıyla “...Fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün, ziraat mühendisi bilirkişilerin raporunda da belirtildiği üzere keşif günü itibariyle dahi taşlık ve kayalık niteliğinde olup, imar-ihyasının tamamlanmadığı, bu haliyle davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediği sabit olup, bu bölüm hakkındaki temyiz itirazları yerinde değilse de davaya konu diğer taşınmaz bölümlerine ilişkin mahkeme kararı ile ziraat mühendisi bilirkişilerinin raporu, keşif sırasında çekilen fotoğraflar ve yerel bilirkişi ve tanık beyanları tutarsızdır. Ancak bununla birlikte dava konusu taşınmaz bölümleri, öncesinde kayalık niteliğinde olup davacı imar-ihya olgusuna dayandığından bu tür davalardaki uyuşmazlık en doğru biçimde ... fotoğrafı incelemesi ile çözümlenebilecektir. Ne var ki Mahkemece bu hususta yöntemince bir inceleme yapılmamıştır. Dosyaya getirtilen ... fotoğrafları nizalı bir kısım taşınmazları kapsamadığı gibi, kapsayanların incelemesi de bu konuda uzman olmayan jeoloji bilirkişisine yaptırılmıştır. O halde; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle fen bilirkişi raporunda (A), (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerini kapsayacak şekilde ve dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 ayrı ... fotoğrafı, bu ... fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir ziraat ve bir jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, ... ve uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle ... fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazların konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, ... fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazların öncesinin ne olduğu ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, uzman ziraat mühendisinden ayrıca; çekişmeli taşınmazların toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yine raporda taşınmazın imar-ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa dava tarihi ile tamamlanma tarihi arasında ne kadar süre geçtiği hususlarına yer verilmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de varsa yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.01.2020 tarihli ve 2016/100 E., 2020/166 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 7.984,45 m² alanda davacının 20 yıldan fazla bir süredir nizasız, fasılasız, zilyet olduğu, taşınmazın orman sınırları içerisinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı, zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olduğu, imar ve ihya işleminin tamamlandığı gerekçesiyle 27.11.2017 tarihli rapor ve ekinde (E) harfi ile gösterilen 7.984,45 m²'lik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde katılma yoluyla davacı ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, Mahkemece davanın reddine karar verilen alanlarda imar ve ihyanın tamamlandığını, tescil için gerekli şartların oluştuğunu, dava konusu taşınmaza ait kroki ve ... fotoğraflarından da arazinin tarıma elverişli olduğunun açıkça anlaşıldığını, reddedilen kısmın davacı tarafından 30-35 yıl önce emek ve mesai harcanmak suretiyle imar ve ihya edildiğini, tarıma elverişli hale getirildiğini ve halen de kullanılmaya devam edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen alan yönünden Hazine lehine tescil hükmü kurulması gerekirken bu alan yönünden hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğunu, kabul kapsamında olan ve ekli krokide (E) harfi ile gösterilen alanın imar ihyasının tamamlanmadığını, üzerindeki taşların temizlenmediğini, davacının zilyetliğinin kesintiye uğradığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro çalışmaları sırasında krokisinde kayalık olarak gösterilmekle yetinilen bölümün tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1957 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kayalık vasfı ile tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.