Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5521 E. 2022/7304 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu ve meraların kamu malları arasında yer aldığı, bu sebeple zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gözetilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mevkii ve sınırlarını açıkladığı ve dilekçesine ekli krokide (A) ve (B) harfleriyle gösterilen toplam 38.000,00 metrekarelik taşınmazların zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunu, yonca ve buğday ekerek kullandığını, Hazineyle bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmaz bölümlerinin adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 16. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 715. maddesinde belirtilen kamu mallarından olduğunu, bu gibi yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak kanunun aradığı anlamda imar-ihya şartlarını da yerine getirmediğini, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.01.2010 tarihli ve 2006/389 Esas, 2010/8 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne, 21.5.2007 tarihli teknik krokide (A) ve (B) harfleriyle gösterilen sırasıyla 14.453,76 ve 19.903,65 metrekare yüz ölçümlü taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.06.2011 tarihli 2010/6939 Esas, 2011/3490 Karar sayılı kararıyla; “dayanak vergi kaydının revizyon durumunun sorulması ve çekişmeli taşınmaza usulünce uygulanması, harita mühendisi aracılığıyla çekişmeli taşımazın geriye yönelik kullanım durumunun belirlenmesi, taşınmazın komşularında mera bulunması sebebiyle usule uygun mera araştırması yapılarak zilyetlik hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.02.2021 tarihli ve 2014/337 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmaz bölümlerinin dört tarafının tescil harici yer ile çevrili olduğu ve bu şekilde nitelendirilen arazinin mera olarak tanımlandığı, bu durum karşısında tescili istenen taşınmaz bölümlerinin meranın ortasında kaldığı, ilke olarak; kadim meraların ortasında yer alan taşınmazların özel mülkiyete konu yapılması halinde mera bütünlüğünün bozulacağı, bu nedenle taşınmaz bölümlerinin zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar ihya olgusunun davacılar tarafından tamamlanmadığı ve iktisap koşullarının davacılar lehine gerçekleştiğini, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları esnasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

Kadastro sonucu Muradiye ilçesi, Ünseli Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında taşlık arazi olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılmıştır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’

6.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

6.2.3 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi; "Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükümleri düzenlenmiştir.

6.2.4 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).6.3. Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillere göre bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, bozma gerekleri ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.