Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5522 E. 2023/26 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından tapu iptali ve tescil davasına konu edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın paydaşlar arasında paylaştırılmasına karar verilirken yapılan hesap hatası ile vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasında yapılan değişikliğin tashih değil, tavzih niteliğinde olması ve tavzihle hüküm fıkrasının değiştirilemeyeceği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Red

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asil dava dilekçesinde, Kastamonu ili, Bozkurt ilçesi, ... köyü, Armutlu yüzü mevkiinde kain 1216,98 m2 yüz ölçümünlü, tarla vasıflı 114 ada 33 parsel sayılı taşınmazın, kök murisleri olan babaları ...’dan kaldığını, bu taşınmazı kardeşi olan davalıyla ikiye bölerek paylaştıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, bahsi geçen parselin tapusunun iptali ile 2 pay kabul edilerek, 1 payının kendi adına, diğer payının kardeşi adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asil cevap dilekçesinde, babalarının ölümünden sonra davacı ile birlikte taşınmazlar üzerinde rızai taksim yaptıklarını, bu anlaşma sonrası bazı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında kendi adına, bazılarının ise davacı adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerine kendi emekleriyle ev yaptığını, yol geçmesini sağladığını, taşınmazın değerinin artması nedeniyle üçüncü kişilerin yönlendirmesiyle davacının bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23.12.2015 tarihli ve 2014/291 Esas, 2015/467 Karar sayılı kararıyla davacının paylaşmaya dayanmakla birlikte, tüm mirasçılar arasında usulüne uygun bir paylaşma olmadığı yönündeki beyanının ikrar niteliğinde olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2016/3938 E., 2018/6866 Karar sayılı ilamında belirtilen "taraflar taksimin yapıldığı hususunda fikir birliğinde olduğuna, muris ...’ın dava dışı mirasçıları Gülay, ... ve Hediye tarafından pay talebinde bulunulmadığına göre davanın, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında görülüp sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi;

Kabule göre de; dava mirasçılar arasında olduğu ve davacının çoğa ilişkin talebinin azı da içerdiği göz önüne alınarak davacıya miras payının verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi de" isabetsiz olduğu gerekçeleriyle bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının miras payı oranında kabulü ile dava konusu Kastamonu ili, Bozkurt ilçesi, Ambarcılar köyü 114 ada 33 parselin mevcut tapu kaydının kısmen iptaline, taşınmazın 70 pay kabul edilerek 13 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 67 payın mevcut tapu maliki adına olan kayıt ve tescilinin devamına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili, tarafların kök murisi öldükten sonra taşınmazların kendi aralarında paylaşıldığı, bu nedenle davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili, iki tarafın tanıklarının da ittifakla müvekkilinin taşınmazı kullandığını, üzerine evini yaptığını, davacının herhangi bir kullanımı ve sahiplik iddiasının bulunmadığı yönünde olduğunu, kadastro tespiti kesinleştiği tarihten bu yana tapu kayıtlarının müvekkili adına olduğunu, babadan kalma arazilerin 10 parseli davacı adına, 9 parseli müvekkilinin adına kayıtlı olduğunu, kadastro tespiti sırasında hazır bulunun davacının askıya çıkan tutanaklara itiraz etmediğini, 10 yılı aşkın süredir kullanıma dayalı süreç dahil olmak üzere toplanan delillere göre davaya konu taşınmazın müvekkiline düşen yer olduğunun kanıtlandığını; Mahkemesince, kararın hüküm bölümünde iki kez olmak üzere kendiliğinden düzeltme yapıldığını, vekalet ücretini artırması ve kanun yoluna başvuru açıklamasını değiştirmesinin de kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”;

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde; "Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.

(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir."

3. 6100 sayılı Kanunun 305. maddesinin ikinci fıkrasında; “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”

düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece, hükmün ikinci bendinde "Davanın, davacının miras payı oranında kabulü ile dava konusu Kastamonu ili, Bozkurt ilçesi, Ambarcılar köyü 114 ada 33 parselin mevcut tapu kaydının KISMEN İPTALİNE, taşınmazın 70 pay kabul edilerek 13 payın davacı ... adına tapuya KAYIT VE TESCİLİNE, 67 payın mevcut tapu maliki adına olan KAYIT VE TESCİLİNİN DEVAMINA," şeklinde hüküm kurulmuşsa da, taşınmazın toplam 70 pay kabulü halinde 13 payın veraset ilamına uygun olarak davacı adına tesciline karar verildiğinde, kalan payın 57 olarak hesaplanması gerekirken, 67 olarak hesaplanmasının maddi hata teşkil ettiği değerlendirilmiştir.

3.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304. maddesinde hükmün tashihi kurumuna yer verilmiş olup, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile ve benzeri açık hataların düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Madde metninde de açık olduğu üzere hesap hatasının düzeltilebilmesi için açık bir hata olması gerekmektedir. Dolayısıyla tashih, verilen nihai kararın düzeltilmesi hususuna ilişkin olup yeni ve değiştirilen nihai bir hüküm niteliği taşımaz.

4.Tavzih ise, 6100 sayılı Kanun'un 305-306. maddelerinde bir hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilmesidir.

5. Mahkemece, gerekçeli kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmedildikten sonra karar verildiği tarihte yürürlükte olan 24.11.2020 tarihli AAÜT'ye göre yeniden hesaplama yapılması, açık hesap hatasının düzeltilmesi değil, Mahkemenin yanlış uyguladığı tarife yerine yürürlükte bulunan tarifeyi uygulayarak yeniden hüküm kurması niteliğindedir.

6. Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler uyarınca, “tashih” ile hüküm fıkrası değiştirilemeyeceği gibi, eldeki dava dosyasına göre Mahkemece yapılan işlem “tavzih” niteliğinde olup, Mahkemece, 6100 sayılı Kanun'un 305. maddesinin 2. fıkrası gereği, taraflara tanınan hak ve yüklenen borçların tavzihle genişletilemeyeceği ilkesi de ihlal edilmiş olup bu sebeple hüküm bozulmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.