"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret
Taraflar arasında görülen ve kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında davanın kabulüne ilişkin verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Cilt:154, Sayfa:82, Sıra:65 numarasında kayıtlı tapunun kapsadığı nizalı ve nizasız arazilerin kısmen tapuya bağlandığını ve davacılar adına 116 ada 109 parselde kayıtlı bulunan fındık bahçesinin devamı niteliğinde olan ve bu parselin doğusunda, 138 ada 2, 3, 5, 6 numaralı parsellerin ise batısında bulunan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bölümün davacılar adına 1/2'şer oranında tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını davanın reddiyle ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.
2. Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yola ayrıldığını, davacılar tarafından kullanım olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3. Dahili davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2016 tarihli ve 2015/200 Esas ve 2016/173 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine, davalı ... Belediyesi ile dahili davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10/03/2020 tarihli ve 2016/1579 Esas ve 2020/1119 Karar sayılı ilamı ile ''Bilindiği üzere taraf teşkilinin sağlanması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemelerce re’sen gözetilmesi zorunludur. (HMK 115/1) Karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, tescil davalarında Büyükşehir Belediye Başkanlıkları ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım konumunu kazanmışlardır. Somut olayda, yasal hasım konumunda bulunan çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... davaya dahil edilmemiş ve taraf teşkili eksik bırakılmıştır. Usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilemez. Öte yandan, davacılar vekilinin 02.12.2015 tarihli dilekçesi ile 116 ada 109 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ... davaya dahil edilmiş ise de, anılan şahsın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde düzenlenen uyuşmazlık konusu davanın yasal hasımlarından olmadığı gibi kendisi tarafından hak talebiyle açılmış dava da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında, davada taraf sıfatı bulunmayan ...'ın taraf olarak kabulü ile yazılı şekilde aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacıya, davasını ...’na da yöneltmesi için süre ve imkân tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde Büyükşehir Belediyesi'nin de savunma ve delilleri sorulup, bildirdiği takdirde delilleri toplanmak suretiyle ... yönünden davanın davalı sıfatı bulunmaması nedeniyle reddine; davanın gerçek tarafı olanların iddiası ve savunmaları yönünden ise araştırma, inceleme yapılarak ve gerektiğinde TMK’nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararıyla, söz konusu taşınmazda yol olarak tespit dışı bırakılan kısmın dosyada mevcut olup davacılara ait olan 28.06.1982 tarihli 65 nolu tapu kaydına aynen uyduğu, yol geçmeden önce söz konusu yerin tamamen fındık bahçesi olduğu, davacıların mülkiyet hakkının herkese karşı ileri sürülebilecek üstün ayni hak niteliğinde bulunduğu, davacıların tapuları kapsamındaki nizalı yeri herhangi bir kamulaştırma işlemi olmadan, başkaca haklı bir neden de bulunmadan yol vasfı ile kullanıldığı ve yol vasfı ile tespit dışı bırakıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Kabataş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/118 Esas, 1997/52 Karar sayılı kararı ile müdahalesinin men'ine karar verilen Ordu ili, Kabataş ilçesi, Kabataş Mahallesi, ... mevkili taşınmazın fen bilirkişilerinin 06/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve yola terk edilen kısmın kadastro çalışmaları sırasında yol vasfı ile tespit dışı bırakma işleminin iptaline, 06/05/2016 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve yola terk edilen kısma aynı ada son parsel numarası verilerek davacılar adına eşit hisseyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından tapu kaydının taşınmaza uygulanmadığını, 20 yıllık olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu alan dışında tapu kaydının kapsadığı alan içerisinde davacılara ait başka taşınmaz olup olmadığı varsa ne kadar alana tekamül ettiği hususları araştırılmadan eksik incelemeyle karar verildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir: "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi şöyledir: "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakıldığı tespit edilmiştir.
2. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; taşınmazın imar durumu sorulmamış, TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yasal ilanlar yapılmamıştır. Öte yandan komşu taşınmazın yol olarak kamulaştırıldığı belirlendiğine göre kamulaştırmayla ilgili tüm belge, kroki, fotoğraf ve haritalar istenmeden ve buna göre kamulaştırma kapsamı tayin edilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanakları dosya arasına konulmalı ve yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı İlçe Belediye Başkanlığı ile Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulup, varsa imar planının onay tarihi belirlenmeli, Karayolları Genel Müdürlüğünden, kamulaştırmaya ilişkin tüm belge ve fotoğraflar ile kamulaştırma haritasının onaylı bir örneği dosya arasına konulmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmazın işaretlendiği ve komşu taşınmazların açıkça gösterildiği kadastro paftası üzerinden, dava konusu taşınmazın kadastro paftasının ölçekleri ile kamulaştırma haritası ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kapsam tayini yapılmalı, bu hususta denetime elverişli ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılı rapor tanzim edilmesi istenilmeli; çekişmeli taşınmazın kamulaştırma sahası içerisinde kaldığının tespit edilmesi halinde Karayolları Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmesi gerektiği düşünülmeli ve tescil hükmünün kurulamayacağı gözetilmelidir.
Mahkemece tüm bu hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının istek halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.