Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5542 E. 2023/229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan bir parselin tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazine'nin, parselin yol vasfı taşıdığı ve davacının zilyetlik yoluyla iktisap koşullarını sağlamadığı iddiaları gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde 2015/394 Esas üzerinden görülen davada, davanın kabulüne ilişkin karar davalı Hazine temsilcisi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/13601 Esas, 2019/7962 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, Giresun ili, Görele ilçesi, İnanca köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 121 ada 39 parselin davacı adına tespit edildiğini, parselin batı kısmından geçen patika yolun zeminde 4-7 metre genişliğinde kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit dışı bırakıldığını, bahsi geçen yerin davacıya babası ... Cebeci tarafından kadastro çalışmaları sırasında bağışlandığını, dava edilen kısmın tarım arazisi olduğunu, bu kısımda zeminde yol bulunmadığını, 39 parselle bir bütün olarak kullanıldığını ileri sürerek, yaklaşık 35 m2’lik kısmın tespitinin iptali ile fındık bahçesi vasfı ile 121 ada 39 parsele eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevabında; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18/04/2016 tarihli ve 2015/394 Esas, 2016/296 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/13601 Esas, 2019/7962 Karar sayılı kararıyla; "Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları; dava konusu edilen bölümün öncesinde patika yol olduğunu, daha sonra 1967 yılında genişletilerek araba yolu haline getirildiğini beyan ettiği, bu hususun davacının da kabulünde olduğu, davacının adına kayıtlı, bitişikte bulunan 121 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tespitine dayanak Aralık 1951 tarihli 181 numaralı tapu kaydı batı sınırını kadim yol olarak okuduğu, dava konusu taşınmaz bölümü araba yolu olmasa bile 1960'lı yıllarda araba yolu olarak kullanılmaya başlandığı, davacının da bu duruma ses çıkarmayarak zımnen köy yararına terk edildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar ziraat bilirkişi raporunda dava konusu edilen bölüm üzerinde 5 yıllık fındık ocaklarının bulunduğu belirtilmiş ise de dava konusu nizalı yerin, köy halkı tarafından yol olarak kullanımına bırakıldığı tarih ile dava tarihi arasında, zilyetlik yoluyla taşınmaz iktisabı için aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, bu haliyle 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme

Davacı vekilinin karar düzeltme talebi, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.11.2020 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, 16.02.2021 tarihli ve 2020/744 Esas, 2021/151 Karar sayılı kararıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu edilen yerin köy yolu olmadığını, tanıkların da bu şekilde ifade etmediğini, dava dilekçesinde zilyetlikle iktisaba dayanılmadığını, dava konusu edilen kısım ile davacıya ait 121 ada 39 parselin bir bütün olduğunu, bu kısmın 39 parselin devamı olarak davacının kadimden beri maliki evvellerinden gelme eklemeli zilyetliğinin bulunduğunu, bu kısmın tarım arazisi olarak kullanıldığını, yol ile bir ilgisinin olmadığını, dava konusu edilen kısmın batısında bulunan ve halen yol olarak kullanılan kısmın eskiden patika yol olup daha sonra kısmen araç yoluna dönüşmüş kısım olduğunu, bu kısmın eskiden beri yol olup bu kısma yönelik herhangi bir talepleri olmadığını ifade ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.