Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5555 E. 2023/408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla tescili talebi üzerine açılan davada, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı, iktisaba elverişli bir zilyetliğin bulunmadığı ve eksik inceleme ile yetersiz araştırmaya dayanılarak hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2015/10932 Esas, 2017/3664 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; hudutlarını belirttiği, davacıya ait taşınmazın kısmen güney kısmen doğusunda kalan yaklaşık 12.045,83 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın davacı tarafından eklemeli zilyetlik yolu ile 60 yıldır imar-ihya etmek suretiyle kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.04.2015 tarihli ve 2012/295 Esas, 2015/285 Karar sayılı kararı ile davacı lehine kazanım koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne fen bilirkişinin 13.11.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7.869,33 ve (B) harfi ile gösterilen 4.163,45 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2015/10932 E., 2017/3664 K. sayılı kararıyla Mahkemece taşınmaz bölümleri başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile davacı taraf tanıklarının çekişme konusu taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümünün ekilmek suretiyle, (B) harfiyle gösterilen bölümünün ise ot biçilmek suretiyle kullanıldığını beyan ettikleri halde, keşif sonrası dosyaya ibraz edilen 18.11.2013 tarihli ziraatçi bilirkişi raporunda çekişme konusu taşınmazın tümü üzerinde hali hazırda tarımsal amaçlı kullanıldığına dair emarelere rastlanmadığı, mevcut haliyle doğal yetişen yabani bitkilerle kaplı olduğu ve dava konusu taşınmazın kuru mutlak tarım arazisi olduğunun belirtildiği, bu haliyle yerel bilirkişi, davacı taraf tanık beyanları ile ziraatçi bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu gibi ziraatçi bilirkişi raporunun da kendi içerisinde çelişkili olduğu, mahkemece bu husus üzerinde durulmadığı ve çelişki giderilmeden karar verildiği vurgulanarak dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (1997-1992-1987 yıllarına ait) üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik ... fotoğrafları, tarihleri de açıkça yazılarak Harita Genel Komutanlığından temin dilerek dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 31. maddede düzenlendiği üzere davanın aydınlatılması amacı ile taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin dava tarihinden 20-25 yıl öncesinde kimler tarafından hangi sebebe dayalı olarak zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, bu bölümlerin imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik ... fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmaz bölümlerinin niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanması; üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ise taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, taşınmazın bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle özel mülkiyete elverişli yerlerden olup olmadığı hususları özellikle irdelenmesi, önceki raporlarla arasında çelişki doğması durumunda bu çelişkinin nereden kaynaklandığı, hangi raporun hangi nedenle daha doğru olduğu hususunu ayrıntılı şekilde irdeler tarzda rapor düzenlemesi istenmesi, fen bilirkişinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2020 tarihli ve 2017/316 Esas, 2020/594 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda zilyetlikle kazanma koşullarını davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Bingöl, Merkez, Gözeler köyü, Deştekocakan mevkiinde bulunan 17.04.2019 tarihli fen bilirkişisi Hilmi Aksoy tarafından düzenlenen rapor krokisinde (A) 7.546,38 m2 ve (B) harfi 4.486,39 m2 ile gösterilen toplamda 12.032,77 m2'lik alanın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığını, taşınmazın ot biçmek suretiyle kullanılmasının imar ihya sayılmayacağını, soyut ve yetersiz ziraatçi bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, taşınmazlarda herhangi bir kullanım olmadığının sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğinden ibarettir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun;

713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3. Değerlendirme

1. Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin yörede 1969 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince tespit harici bırakıldıkları anlaşılmaktadır.

2. (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın kadastro tespiti sırasında 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince tespit dışı bırakıldığı ve bu nedenle niteliği itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. İmar- ihyaya muhtaç olan bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, önce yoğun emek sarf edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilmesi gerekir. Dosya arasında bulunan ziraatçı bilirkişi raporunun ekindeki fotoğraflar incelendiğinde, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı ve çekişmeli taşınmaz üzerinde iktisaba elverişli bir zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan jeodezi uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da 2002 yılı ... fotoğrafında herhangi bir tarımsal amaçlı kullanım olmadığı belirtilmiştir. Hal böyle olunca; Mahkemece, (B) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddelerinde belirtilen imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.

3. (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır.

4. Şöyle ki TAKBİS parsel sorgulama sistemi üzerinden yapılan sorgulamada (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün bir kısmının 314 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, tapu kaydının incelenmesinde parselin 02.02.2022 tarihinde kadastro işlemi ile oluştuğu ve Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından öncelikle tescili istenen yer hakkında kadastro sonrası tapu kaydı oluşup oluşmadığı sorulmalı, tapu kaydı oluşmuş ise oluşuma ilişkin tüm belgeler ilgili yerlerden getirtilerek tapu kaydının kadastro sonrası oluştuğu anlaşılırsa Kadastro Mahkemelerinin görevli hale geleceği düşünülmelidir.

5. Öte yandan yapılan inceleme ve araştırma da yetersizdir. Çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi ... fotoğraflarının incelenmesi olup, bunun için de dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi üç ayrı döneme ilişkin en az üç adet stereoskopik ... fotoğrafı üzerinde inceleme yapılması gerektiği halde ... fotoğraflarından usulüne uygun faydalanılmamış, taşınmaz bölümünün niteliğine ve kullanım durumlarına ilişkin yeterli bilgi içermeyen ziraatçi bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmış, (A) harfi ile gösterilen taşınmazın bir kısmı üzerinde yetişen otların kendiliğinden mi yetiştiği yoksa, davacı tarafından yem bitkisi olarak ekilip biçilen otlar mı olduğu, kendiliğinden yetişen otlar olsa dahi davacı tarafından bakımının yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, taşınmazın ne kadarlık kısmının ne şekilde tasarruf edildiği açıklığa kavuşturulmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez.

6. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün tapulu alan içerisinde kalıp kalmadığı tespit edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın ne kadarlık kısmının ne şekilde tasarruf edildiği, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan otların davacı tarafından yem bitkisi olarak ekilip ekilmediği, kendiliğinden yetişen otlar olup olmadığı, kendiliğinden yetişen otlar ise davacı tarafından bakımının yapılıp yapılmadığı, bakımı yapılıyorsa hangi aralıklarla yapıldığı hususları hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır.

7. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, çekişmeli taşınmaz üzerindeki otların niteliğini, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

8. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet ... fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalıdır.

9. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmaz bölümü tapu kaydı kapsamında kalıyor ise davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğü gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.