"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul - Kısmen Red
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli ve 2016/15316 Esas, 2019/7198 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının ortak muris ... ...'ın çocukları ve mirasçıları olduğunu, murisin ... ... ve ... isminde iki çocuğunun daha bulunduğunu, Artvin ili Ardanuç ilçesi Kutlu köyü 133 ada 2 parsel, 137 ada 71, 86, 114 ve 133 parsel, 144 ada 4 parsel, 173 ada 2 parsel, 175 ada 2 parsel, 179 ada 9 parsel ve 182 ada 33 parsel sayılı ... ...'a ait taşınmazların kadastro çalışmaları öncesinde tapusuz olduklarını, onun ölümünden sonra da mirasçılarının kullanmaya devam ettiğini, ancak yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, 22/01/1972 tarihinde muris ... ...'ın taşınmazları 3 erkek kardeş arasında sözleşme imzalayarak taksim ettiğini, buna göre muris ... ...'tan intikal eden köydeki evin ... ...'a, bağdaki evin ...'a verildiğini, bunlara karşılık davacıya ise Kapı köyü mevkiindeki 5.000 TL değerindeki bir parça tarlayı, geriye kalan arazi hissesi ile birlikte iki evin kardeş hissesi karşılığı olarak 8.000 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, bu sözleşmenin şahitler huzurunda imzalandığını, ancak sözleşmede belirtilen taahhütlerin yerine getirilmediğini, taşınmazların bedellerinin davacıya ödenmediğini, bu nedenle muris ... ...'tan intikal eden taşınmazlar hakkında hukuken geçerli bir taksimin söz konusu olmadığını, ayrıca mirasçılardan ...'in taşınmazlardan pay istemediğini, diğer hissedar ... ...'ın ise muristen düşen payını davalıya sattığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ayrı ayrı her bir taşınmazın 1/3 hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 15/10/2015 tarihli duruşmada 179 ada 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmiş, davalı vekili de vazgeçmeyi kabul etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın talep hakkının zamanaşımına uğradığını, davalının taşınmazlar üzerinde nizasız ve fasılasız olarak 30 yılı aşkın bir süredir kendi nam ve hesabına malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğünü, iddia edilen imzalı sözleşmeden haberinin olmadığını, sözleşmede imzasının da bulunmadığını, 1970'li yıllarda kardeşler ayrılırken yerlerin fiilen taksim edilmiş olup davacının davalıdan çok değerli 2 adet ineği aldığını ve başkaca hiçbir hak istemediğini taşınmazların kendisi haricindeki iki kardeş arasında bölünmesini kabul ettiğini, davalının daha sonra diğer kardeş ... ...'ın hissesine düşen taşınmazları da satın aldığını, bedelini ödediği taşınmazların mülkiyet hakkının tamamının davalıya ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR
Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2015/3 Esas, 2015/734 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 133 ada 2, 137 ada 71, 86, 114 ve 133, 144 ada 4, 175 ada 2 ve 182 ada 33 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 1/3 payının davacı ..., 2/3 payının davalı ... adına tesciline,173 ada 2 parsel ve 179 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar
hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli ve 2016/15316 E., 2019/7198 K. sayılı kararıyla; 182 ada 33 sayılı parselin tarafların ortak mirasbırakanından kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının taşınmazın muris ... ...'a ait olmadığını belirtmeleri ve mahalli bilirkişi ... ...'ın bu taşınmazı davalı ...'a kendisinin sattığını beyan ettiği, taşınmazın muris ...'ın terekesine ait olduğunun ispat edilemediği, hal böyle olunca bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, ayrıca temyize konu 133 ada 2, 137 ada 71, 86, 114 ve 133 parsel, 144 ada 4 ve 175 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, taşınmazların muris ... ...'tan kaldığı anlaşılmakla, usulüne uygun taksimin de ispatlanamamış olması nedeni ile, dosya arasında bulunan murise ait veraset ilamında belirtilen davacının 1/4 miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, miras payından
fazla olacak şekilde 1/3 payın davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.01.2021 tarihli ve 2020/64 Esas, 2021/13 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile Artvin ili ... ilçesi Kutlu köyü 133 ada 2, 137 ada 71, 86, 114 ve 133, 144 ada 4 ve 175 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, 1/4 hissesinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 182 ada 33 parsel sayılı taşınmazın, tarafların ortak murisi ... ...'ın terekesine ait olduğu ispat edilemediğinden bu parsel açısından davanın reddine, 173 ada 2 ve 179 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen 2015/3 Esas, 2015/734 Karar sayılı hükümdeki red kararları Yargıtay incelemesi neticesinde kesinleşmiş olduğundan bu iki parsel açısından iş bu bozma sonrası yapılan yargılamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 133 ada 2 parsel sayılı taşınmaz açısından, dinlenen tüm mahalli bilirkişi ve tanıkların bu taşınmazın taksim üzerine ... ve ...'ye bırakıldığını, davalının ... hissesini satın aldığını ve taşınmazı ve üzerindeki yapıların 30 yılı aşkın davalının kullandığını ifade ettiklerini, taksim söz konusu olduğundan mirasçılar açısından zamanaşımı ile kazanım sürelerinin işleyeceğinin aşikar olduğunu, 137 ada 114 parsel, 137 ada 133 parsel, 137 ada 71 parsel, 137 ada 86 parsel, 144 ada 4 parsel, 175 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar açısından, sözleşme nedeniyle talep zamanaşımı süresinin 10 yıl olup davacının iddia ettiği 8.000 TL'yi almadığını daha önce zamanaşımı süreleri içerisinde talep ve dava etmediğini, davalının taşınmazlar üzerinde nizasız ve fasılasız olarak 30 yılı aşkın süredir kendi nam ve hesabına malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğünü, davalının iddia edilen imzalı sözleşmeden haberinin olmadığını, imza atmadığını, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin dava değerine oranla az olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "
6100 sayılı HMK'nın 190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."
Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701. - 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya ... olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. Maddesinde; "...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu, dava ve temyize konu Artvin ili, Ardanuç ilçesi, Kutlu köyü çalışma alanında bulunan 133 ada 2, 137 ada 71, 86, 114 ve 133, 144 ada 4, 175 ada 2 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmişlerdir.
2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3. Ancak davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının payı oranında iptal edilmesi yerine tamamı iptal edilerek dolu pafta ilkesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. (2) no.lu paragrafında açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının (3) paragrafında açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 2. fıkrası hükümden çıkarılarak yerine "2- Artvin ili Ardanuç ilçesi Kutlu köyü 133 ada 2, 137 ada 71, 86, 114 ve 133, 144 ada 4, 175 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine açılan davanın kabulü ile, taşınmazların tapu kaydının davacı ...’ın Ardanuç Noterliğinin 07.08.2014 tarihli, 00875 yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki payı olan 1/4 oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMUK'nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Alınan peşin harcın davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.