Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5566 E. 2023/42 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ancak davacı tarafından uzun süredir kullanılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili talebi üzerine açılan davada, zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosyadaki deliller ve bilirkişi raporları değerlendirildiğinde davacının 20 yıllık zilyetliğini kanıtlayamadığı, taşınmazın boş ve yer yer taşlık olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile kabulüne karar verildiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul- Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Dargeçit ilçesi Tepebaşı Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 276 ada 8 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ancak dava konusu taşınmaz ile bitişikte bulunan 276 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından beraber kullanıldığını ileri sürerek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2014 tarihli ve 2013/502 Esas 2014/106 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne çekişmeli 276 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 190.20 m2 lik bölümün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04/11/2014 tarihli ve 2014/9988 Esas 2014/12253 Karar sayılı kararı ile “ yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yetersiz olduğu, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait ... fotoğraflarının getirtilerek incelenmesi, komşu 133 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve dayanak belgelerin getirtilmesi,yeniden taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi eşliğinde keşif yapılması çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmaz arasındaki taş duvarın ne zaman yapıldığının belirlenmesi, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilerek’’ hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/07/2016 tarihli ve 2015/26 Esas 2016/142 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04/11/2014 tarihli ve 2014/9988 Esas, 2014/12253 Karar sayılı kararı ile “Anayasanın 141.maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 297. ve 298. maddelerine göre mahkemenin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği halde mahkeme kararının gerekçesiz olduğu belirtilerek” bozulmuştur.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/01/2021 tarihli ve 2020/100 Esas, 2021/6 Karar sayılı kararıyla dava konusu kısımda davacının herhangi bir fiili kullanımı olmasada zilyet olma iradesi taşımış olduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarını ve yasada aranan şartların davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 276 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 190.20 metrekarelik kısmını Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

Ğ. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, kadastro çalışmaları sırasında niteliği itibarıyla Hazine adına tespit edilen bir taşınmaz olduğunu, bu yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabının mümkün olmadığını, keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişilerin davacının yakın akrabası olduğunu, bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, kısmen kabul kararı verildiği halde lehlerine vekalet ücreti verilmediğini ve resen belirlenecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

H. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastroda önceki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı TMK’nın 996. ve 763. maddesinde “Kazandırıcı zamanaşımından yararlanma hakkına sahip olan zilyet, zilyetliği kendisine devreden aynı yetkiye sahip idiyse onun zilyetlik süresini kendi süresine ekleyebilir.

Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.”

Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

Terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasanın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

3. Değerlendirme

Mahkemece fen bilirkişi raporunda ( B ) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Harita bilirkişisinin raporunda 1984 yılına ait ... fotoğrafına göre çekişmeli bölümün boş arazi olduğu,ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz bölümünün tarım arazisi olarak kullanıldığına dair bir ibarenin olmadığı,ancak 2020 yılı uydu görüntüsü ile taşınmazın 20 cm lik üst tabakadan sonraki toprak yapısına göre 276 ada 7 ve dava konusu 276 ada 8 parselin birbirinin devamı şeklinde kullanıldığı, yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında; davacının malik olduğu 7 parsel sayılı taşınmaz ile 8 parsel sayılı taşınmazın önceden bir bütün olduğu davacının bahçe olarak kullandığı, bahçe duvarını davacının kadastrodan sonra yaptığını belirttikleri, ancak beyanlar ile dosyadaki raporların çeliştiği, dolayısıyla

davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğinin kanıtlamadığı, dosyadaki mevcut fotoğraflara göre taşınmazın yer yer taşlık olduğu ve taşınmaz üzerinde uzun süredir tarım yapıldığına dair emare bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle ile karar verildi.