"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Beytüşşebap ilçesi Mezra beldesi ... Mahallesi Malhelik mevkiinde bulunan 126 ada 88 parsel numaralı doğusu ... ..., batısı ..., kuzeyi ... ... ve ... ..., güneyi ... ...'e ait olan, kadastro çalışmalarında ölçümü yapılmamış arazisinin adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine Temsilcisi duruşmalarda alınan beyanlarında özetle; dava konusu arazinin 21/11/1990 tescil tarihli, Cilt:6 Sayfa:56 Sıra no:16'da kayıtlı mülkiyeti Hazineye ait taşınmaz olduğunu, önceki dönemlerde burada TRT tarafından televizyon vericisi kurulması amacıyla bu kuruma tahsis edildiğini, arazinin davacıya ait olmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, mahalline uygulanamayan tapu kaydının dayanaksız olduğu ve zilyetlikle kazanım şartları davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davanın Mezraa Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğü açısından husumet yönünden reddine, çekişmeli 126 ada 88 parsel sayılı Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) (16). Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarihli ve 2016/11212 Esas, 2019/5820 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahallinde yapılan keşif sonrasında dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişisi raporunda, taşınmazın eğimi ve toprak yapısı dikkate alındığında herhangi bir zirai faaliyete uygun olmadığı belirtilmiş olup, yapılan gözlemlerde de taşınmazın evveliyatında üzerinde herhangi bir zirai faaliyet yapılmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte inşaat bilirkişisi raporuna eklenen fotoğrafların incelenmesinden de taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, dava konusu taşınmazda davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı ve lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mahallinde yapılan yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişisi raporunda, taşınmazın eğim ve toprak yapısı dikkate alındığında herhangi bir zirai faaliyete uygun olmadığının belirtildiği, mahkemece yapılan gözlemde taşınmaz üzerinde herhangi bir bitki örtüsünün bulunmadığının anlaşıldığı, inşaat bilirkişisi raporunda ise mesahası ve topografik yapısı itibariyle yapılaşmaya uygunluğunun olmadığının belirtildiği anlaşılmakla, dava konusu taşınmazda davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, bu nedenle lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın bitki örtüsünün baz istasyonlarından bozulduğunu, keşifte mahalli bilirkişi dinlenmediğini, usulüne uygun ... fotoğrafı incelemesi yapılmadığını, taşınmazın yapılaşmaya uygun hale getirilebileceğini, bu haliyle imar-ihyanın tamamlandığının ortaya konulduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönü. m dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir”
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu Beytüşşebap ilçesi, Mezra köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 88 parsel sayılı 344,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanunu’nun 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
13/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.