Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5597 E. 2023/602 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, imar ve ihya ettikleri Hazine arazisi üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı elde ettiklerini iddia ederek tapu iptali ve tescili talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalması nedeniyle, imar ve ihya ile zilyetliğin başlangıç ve bitiş tarihlerinin imar planının yürürlüğe girdiği tarihten önce tamamlanmış olması gerektiği, mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı ve bozma kararında belirtilen hususlara uyulmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan tapu iptali ve tescil davası yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin amca çocukları olup, Elmadağ ilçesi, Kargalı mevkiinde bulunan, kuzey ve doğusunda ... ...'e ait 11403 parsel sayılı taşınmaz, güneyinde ... Küçükkaraca'ya ait, batısında ise ... ve ...'ye ait taşınmazların bulunduğu 30.000 m²’lik taşınmazın, taşlık kullanılamaz bir arazi iken 1981 yılından beridir iki davacının bu taşınmazın taşlarını temizleyip, tarıma elverişli hale getirerek kullanılır hale getirdiğini, 30 yıldır işbu taşınmazı davacıların nizasız fasılasız kullandığını, zilyetliğin 30 yılı aşkın süredir kesintisiz devam ettiğini ileri sürerek, taşınmazın ½ payla müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.05.2013 tarihli ve 2011/238 Esas, 2013/178 Karar sayılı kararıyla, dava konusu tescili talep edilen Ankara ili, Elmadağ ilçesi, Merkez, Kargalı mevkiinde yer alan 11453, 11407, 2357, 2358, 2359, 2360 nolu parsellerle çevrili olduğu, "A" harfi ile gösterilen taşınmazın yüzölçümünün 28.321,28 m2 olduğu, ancak "A" harfi ile gösterilen taşınmazın 23/10/2012 tarihinde 3668 yevmiye ile tescil edilen 11453 parsel içinde kaldığı, dava konusu taşınmazın yer yer taşlık, çakıl serpilmiş görünümünde olduğu, mahallinde görsel olarak yapılan incelemede ve tanık beyanlarında söz konusu taşınmazın imar ve ihya edildiği, 1991 yılına ait ... fotoğraflarında dava konusu taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2015 tarihli ve 2015/3205 Esas, 2015/2042 Karar sayılı kararıyla: "Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, taşınmazın dava tarihinden önceki niteliğinin belirlenmesi açısından taşınmaza ilişkin kadastral pafta örneği, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar), 1/5000 ölçekli Standart Topoğrafik Fotogrametrik harita ile stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü ... fotoğrafları getirtilerek, üzerinde jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulunca stereoskopik inceleme yaptırılması gerektiği, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi ve ardından dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihin etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması ve Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların imar-ihya öncesi ve sonrası nitelikleri ile imar-ihyalarının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen raporlar alınması gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın gerek TMK'nın 713/1 maddesi, gerekse 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince kazanılmaya elverişli bir taşınmaz olduğu, ziraatçı bilirkişi raporlarında da dava konusu yerin imar ihyasının tamamlandığının anlaşıldığı, incelenen ... fotoğrafında dava konusu taşınmazın ve çevresinin tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğunun tespit edildiği, yapılan keşifte mahalli bilirkişiler ve tanıkların dinlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V.BOZMA KARARI SONRASI MAHKEME KARARINA KARŞI TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... temyiz dilekçesinde, TMK 713. maddesi ve Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde sayılan zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Malmüdürlüğü temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara İmar Planı içinde olduğunu, davacı tarafların dava konusu yer için ecrimisil ödediğini, dava konusu yerde köy tüzel kişiliğinin kalktığını, Büyükşehir Belediye sınırları içinde kaldığını, bu nedenle nizasız kullanım durumunun ortadan kalktığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”;

3. Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı tarafın aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

3. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile 1/25.000 ölçekli ... imar planı kapsamda kaldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 17/2 maddesi “il, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz” hükmünü içermekte olup, imar planına alınan bir taşınmazın, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak mülk edinilebilmesi için tüm koşulların, imar planı tarihine kadar oluşmuş olması gerekmektedir.

4. Dava konusu alanın imar planına alınma tarihinden (dava tarihinden daha önce olduğundan) geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik ... fotoğraflarının dosya içerisine alınması gerekirken, Harita Genel Müdürlüğü’nden gönderilen 1953 yılında çekilmiş fotoğrafların dava konusu taşınmazı kapsamadığı, 1991 yılında çekilen fotoğrafların ise 20 yıllık zilyetlik süresinin ispatına etkisi bulunmadığı gözetilmeksizin hükme esas alınmıştır.

5. Yargılama sırasında ihdasen tapu kaydı oluşan taşınmaz, ihdastan önce taşlık olarak tescil harici bırakıldığına göre, imar ve ihyaya muhtaç olduğu hususunda kuşku yoktur. Ne var ki, mahkemece yapılan araştırmada imar ihya olgusunun ne zaman başladığı ve bittiği, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi, bozma kararında ifade edildiği şekilde yöntemince açıklanmamış, eksik inceleme ile yetinilmiştir.

6. Hal böyle olunca, dava konusu alanın, ... imar planına alındığı 16.02.2007 tarihinden geriye doğru, hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi, en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş ve zilyetlikle iktisap evresine ilişkin yüksek çözünürlüklü ... fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğraflarının temin edilmesi, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi ve ardından dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihin etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde mahkemece yöntemine uygun mera araştırmasının yapılması; üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, ... fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılması ve Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların imar-ihya öncesi ve sonrası nitelikleri ile imar-ihyalarının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen raporlar alınması, çelişkilerin giderilmesi; HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması suretiyle, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

7. Kabule göre de, dava konusu edilen alan yerine, tüm parsel değeri üzerinden fazla harç alınması da isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.