Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5620 E. 2023/2189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak davacı köy tüzel kişiliği adına harman yeri olarak tescil edilmiş taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davalı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, taşınmazların köy tüzel kişiliğinin kullanımında olan harman yeri olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması ve davalının mülkiyet hakkını kazandırıcı zamanaşımı ile elde ettiğinin tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyünde yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında ... mevkiindeki müvekkili köye ait harman yerlerinin 110 ada 2 parsel sayısı ile davalı adına, 111 ada 1 parsel sayısı ile dava dışı kardeşi ... ... adına; tespitten sonra Komisyona birlikte müracaatları sonucu tarla olarak tespit edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile bu yerlerin müvekkili ... köyü tüzel kişiliği adına harman yeri olarak tashihen tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; 2008 yılında yapılan kadastro kayıtları sırasında o zamanki köy heyeti tarafından bu yerlerin ... köyü tüzel kişiliği tarafından değil yaklaşık 20 yıldan beri şahsı tarafından kullanıldığını beyan etmeleri ve bu beyanlarını hep birlikte imza altına almalarına rağmen, şimdiki köy heyetinin bunu görmezlikten gelerek ... köyü adına kullanıldığını ileri sürmelerinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu yerlerin harman yeri olarak kullanıldığı, harman yeri olarak kullanmak için ise davalıya bedel ödendiği, dava konusu yerlerin davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan (16.) Hukuk Dairesinin 22.09.2017 tarihli ve 2015/14494 Esas, 2017/5618 Karar sayılı kararıyla "...davalının dayanağı tapu kaydı tesisinden itibaren bütün tedavülleri ile birlikte getirtilerek revizyon durumu sorulmalı, varsa revizyon gördüğü parsellerin de tutanak ve tapu kayıt suretleri getirtilmeli, taşınmazlara komşu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ve varsa dayanakları getirtilerek dosya tamamlanmalı, bundan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet eden ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu hazır halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne durumda olduğu, ne şekilde kim tarafından tasarruf edildiği, davalının taşınmazı kendilerinden satın aldığını iddia ettiği ... ile ...'in taşınmazlarla alakası, davalının taşınmazda zilyet olup olmadığı, zilyetliği var ise ne şekilde, ne zamandır devam ettiği sorulmalı; taşınmazın orta malı harman yeri olarak mı yoksa davalıya ait özel harman yeri olarak mı kullanıldığına ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki oluşursa gerektiğinde yüzleştirme yapılmak süretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, davalının dayandığı tapu kaydı usulünce taşınmazlara uygulanarak kapsamı belirlenmeye çalışılmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların niteliği, eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü ile özel mülke konu olup olamayacağını belirtir şekilde dava konusu taşınmazlar ile çevresinin işaretli olduğu değişik yönlerden çekilmiş ve geniş açıdan gösteren fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu edilen yerlerin kadimden beri davacı köy tüzel kişiliğinin kullanımında olan harman yeri olmadıkları, özel harman yeri oldukları, gerçek kişiler arasında alınıp satıldıkları, eski tapu kayıtlarının olduğu ve davacı köy tüzel kişiliği tarafından kadimden beri kullanılmadıkları tespit edilmiş olduğundan, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü bu iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazların özel mülkiyete konu yerlerden olmadığını, davalının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, hava fotoğraflarına göre de taşınmazda kullanım olmadığının tespit edildiğini, taşınmazın kadimden beri köy harman yeri olarak kullanıldığı tespit edildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

2.4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

4. Kamu malları başlıklı 16/B maddesinde ise “Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 2 ve 111 ada 1 parsel sayılı 3.404,05 ve 3.373,65 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.