"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Erzurum ili, .... ilçesi .... köyü 432, 433, 434, 435, 455 ve 458 parsel sayılı taşınmazları mirasbırakan babası.....’in köy senedi ile satın almış olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ve 2017/46 E., 2020/2 K. sayılı kararıyla; davacıların iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 21/12/1989 tarihinde Çat Kadastro Mahkemesinin 07/08/1989 tarihli 1988/21 Esas-1989/8 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kanun’un 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 04/12/2017 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, kadastro teknisyenlerinin nüfus kayıtlarını dikkate almadıklarını, hatalı tespit yaptıklarını, davadaki talebin kadastro memurlarının hatası bulunduğu için kadastro öncesi hukuki nedene dayanmadığını, bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/1455 Esas, 2020/822 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 21/12/1989 tarihinde Çat Kadastro Mahkemesinin 07/08/1989 tarihli 1988/21 Esas-1989/8 Karar sayılı kararı ile kesinleştikleri, davanın 3402 sayılı Kanun’un 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 04/12/2017 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının 21/12/1989 tarihinde Çat Kadastro Mahkemesinin 07/08/1989 tarihli 1988/21 Esas-1989/8 Karar sayılı kararı ile kesinleştikleri, tespitin kesinleştiği 21/12/1989 tarihi ile davanın açıldığı 04/12/2017 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.