"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret - Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 2594 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında kumluk vasfıyla tespit dışı bırakılan 8.295,69 metrekarelik kısmının toplam 80 yıldır davacı ve murisleri tarafından önceleri arpa buğday ekilerek daha sonra ceviz ağaçları dikilerek kullanıldığını, 35-40 yılı aşkın zamandır da davacı tarafından ekilip biçildiğini ileri sürerek taşınmazın bu kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine ile dahili davalılar, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazda yapılan işlemlerin imar ihya şartlarını taşımayıp arazinin kumluk vasfında olduğu, TMK'nın 713. maddesinde belirtilen şartların sağlanmadığı, davalılar Kaynarca Belediye Başkanlığı ve ... her ne kadar ilgisi nedeniyle davaya dahil edilmiş ise de dava konusu taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edildiği, husumetlerinin bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek davacının eklemeli zilyetlik yolu ile nizasız ve fasılasız olarak 20 yıldan fazla bir süre zilyet olma koşulunun sağlandığını, mahalli bilirkişiler ile tanıklarında bu iddialarını doğrular nitelikte beyanda bulunduklarını, ancak yerel mahkemenin yeterli inceleme ve araştırma yapmadığını, emsal nitelikteki kararların dosyaya getirtilmediğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın 1979 ve 1998 tarihli ... fotoğraflarında kullanılmayan, çalılıklarla kaplı alan olduğu, yine 1982 ve 2001 tarihli memleket haritlarında da büyük çoğunluğunun yeşil renkle boyalı çalılık rumuzlu alanda kaldığı, imar ihya işlemlerinin başladığı tarihin 2-3 yıl önce meyve ağaçlarının taşınmaza dikildiği tarih olabileceği yönündeki belirlemeler karşısında mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut nitelikteki beyanlarına değer verilemeyeceği, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanununun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."
17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun;
713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaz bölümünün kadastro sonucunda Sakarya ili Kaynarca ilçesi Birlik Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1983 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kumluk vasfıyla tespit harici bırakıldıkran sonra 2006 yılında idari yoldan tarla vasfıyla 60.748,09 metrekare yüzölçümlü olarak 2594 parsel numarasıyla Hazine adına tapuya tescil edilen, bilahare 2018 yılında yapılan yenileme çalışmaları sonucu 631 ada 13 parsel numarası ile kaydedilen taşınmaz içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.