"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili, Hemşin ilçesi, ... mahallesi 118 ada 45, 69 ve 87, 149 ada 31 ve 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, davacının il dışında yaşıyor olması nedeniyle askı ilan süresi içerisinde kadastro tespitlerine itiraz edemediğini ve tespitlerin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildiklerini, dava konusu taşınmazların davalıların babası Veysel ile davacıların annesi ...'ye kendi murislerinden intikal ettiğini, iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince davacıların çekişmeli taşınmazlarda miras paylarının bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında taraflar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacıların annesi ...'nin dava konusu taşınmazlardaki hisselerini 1978 yılında bedeli karşılığında kendisine sattığını ve taşınmazların tapularını kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacıların murisi ...'nin dava konusu taşınmazlardaki hisselerinin tamamını sağlığında bir kısım davalılar murisi ...'ya sattığı ve satış bedelini aldığı, buna ilişkin tapu kayıtlarının da mevcut olduğu gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahallinde 17.05.2017 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazların davacıların murisi ... ile davalıların murisi Veysel'e ait olduğunu beyan ettiklerini, davalı tanıklarının dahi bu yönde açıklamalarda bulunduklarını, esasen davalıların da bu durumu kabul ettiklerini ancak davacıların murisi ...'nin taşınmazlardaki hisselerini davalılardan ...'a sattığını savunduklarını, satış işlemine ilişkin tapu kayıtlarını dosyaya ibraz ederek bu kayıtların mahalline uygulanması halinde haklılıklarının ortaya çıkacağını belirttiklerini, ne var ki mahallinde yapılan ikinci keşifte tapu kayıtlarının uygulanmasına çalışıldığını ancak iddia edilenin aksine tapu kayıtlarının zemine uymadığının tespit edildiğini, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muristen kaldığının ve davacı tarafın miras hissesinin kadastro çalışmaları sırasında ketmedildiğinin tüm dosya kapsamıyla sabit olduğunu öne sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşiflerde dinlenen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına, davacı tarafın tapu kaydına dayanmamasına, tapu kapsamında kalmayan taşınmazların menkul mal hükmünde olup, satış ve diğer tasarruf işlemlerinin herhangi bir şekil şartına tabi bulunmaksızın zilyetliğin teslimi şartıyla geçerli olmasına, yakın akrabalar arasındaki zilyetliğin tesliminin ise kısa elden teslim yoluyla gerçekleşmesine, keşiflerde alınan beyanlara göre çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin taşınmazları satın aldığını iddia eden davalı tarafta bulunmasına, davacı tarafın çekişmeli taşınmazlar üzerinde herhangi bir zilyetliğinin olmamasına, her iki keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişilerin tamamının davacıların murisi ...'nin bir kısım davalıların murisi ...'a yaptığı satış işleminden duyuma dayalı dahi olsa haberdar olmalarına, gerek sözkonusu beyanlar gerekse de taşınmazların zilyetliğinin sadece davalılarda olmasının satış işleminin varlığını doğrulamasına göre, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mirasçılar arasında miras hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi şöyledir: "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi şöyledir:
“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir."
3. Değerlendirme
1. Rize ili, Hemşin ilçesi, ... köyü 118 ada 45, 69 ve 87, 149 ada 31 ve 173 ada 1 parsel sayılı 1.098.30, 479.71, 1.801.30, 2.476,39 ve 1.168,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak 1/5'er pay ile ..., ..., ..., ... ve ... adına belgesizden tespit ve tescil edilmiştir.
2. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacıların murisi tarafından hissesinin davalı ...'a satıldığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı, çekişmeli taşınmazın annesinin babası Hüseyinden annesine miras yoluyla intikal ettiğini ve taşınmazda payı bulunduğunu, davalılar ise taşınmazların evveliyatının tapu kaydı kapsamında olduğunu, davacının murisinin hissesini sattığını ileri sürmüştür. Ne var ki Mahkemece, tarafların dayandığı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile getirtilmemiş, revizyon görüp görmedikleri sorulmamış, revizyon görmüşlerse, revizyon gördükleri parsellerin kadastro tutanakları ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları dosyaya getirtilmemiş, tapu kaydı ile birlikte zeminde yöntemince uygulanmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davalı tarafın dayandığı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar (eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak şekilde) ile varsa kroki ve haritaları ile tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve komşu parsellerin tutanaklarının örnekleri ve varsa dayanakları getirtilmeli, dosya bu şekilde tamamlandıktan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, davalının dayandığı tapu kaydının haritası mevcutsa 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi uyarınca kaydın kapsamı haritasına göre belirlenmeli; haritasının olmaması halinde yerel bilirkişilerden kaydın mevkii ve sınırları hakkında tek tek bilgi alınmalı; bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama imkanı tanınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli; uzman fen bilirkişisinden, keşfi ve uygulamayı gösterir, gerekçeli ve krokili rapor alınmalı ve dayanak kayıtların sınırlarının raporda işaretlenmesi istenilmeli; söz konusu tapu kayıtlarının kısmen veya tamamen çekişmeli taşınmazı kapsamadığının anlaşılması halinde ise, dinlenilecek bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, müşterek muristen intikal edip etmediği, etmiş ise taksim edilip edilmediği, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanıklar ile bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.