Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5687 E. 2023/598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve davacı adına tescili istemiyle açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın zilyetliği ve murisinden intikali iddialarıyla ilgili yeterli araştırma yapılmadan ve deliller toplanmadan davanın reddedilmesi doğru olmadığı, davacının murisinden intikal iddiasını ispatlaması için kesin süre verilmesi yerine, taşınmazın intikal şeklinin bilirkişi incelemesi, tanık dinlenmesi ve keşif gibi delillerle araştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şırnak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi, 795 ada 20 numaralı parselin davacıya ait olmasına rağmen yapılan kadastro çalışmaları sonucunda sehven davalı ... adına tescil edildiğini, müvekkilinin taşınmaza 60-70 yıldan fazla süreyle aralıksız kendisinin ve daha öncesinde de atasının çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu, bu hususun yapılacak keşifte dinlenecek olan tanıklar ve toplanacak delillerle sübuta ereceğini beyan ederek dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına yapılan tescilin iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerin özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu, bu gibi yerlerin imar ve ihya yoluyla kazanımının ve zilyetlikle iktisabının da mümkün olmayacak yerlerden olduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 30/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazın davacıya murisinden kaldığı ve el birliği mülkiyetine tabi olduğu, miras bırakanın terekesinin el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, dava dilekçesinde taksim olgusuna dayanılmadığı, Mahkemece davacı vekiline yargılama esnasında verilen kesin süreye rağmen de bu hususta herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı tarafça başka bir hukuki nedenle hak sahibi olduğunun da kanıtlanamadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 701. maddesi uyarınca el birliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakların taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsadığı, aynı kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği, dava açmanın bir tasarrufi bir işlem olması nedeniyle bir veya birkaç mirasçının el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir taşınmazın kendi adlarına tescili için, tek başlarına dava açma yetkilerinin bulunmadığı, bu sebeplerle el birliği mülkiyetine tabi taşınmazda davacının tek başına tescil istemiyle dava açamayacağından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda sehven davalı ... adına tescil edildiğini, davacının taşınmaza 60-70 yıldan fazla süreyle aralıksız kendisinin ve daha öncesinde de atasının çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu, davaya konu taşınmazın etrafının tamamının davacıya ait olduğunu, dava konusu parselin davacıya ait taşınmazların tam ortasında olduğunu, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafça sunulan ve sunulacak deliller ile keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sadece davaya konu taşınmazın miras yolu ile geçtiğinden ve davacı tarafa süre verildiği halde bu konuda gerekli izahatın yapılmadığından bahisle davanın reddi yoluna gidildiğini, yapılacak keşif esnasında taşınmaz görüldükten, tanıkların dinlenmesinden ve keşiften sonra davacı asile bu konuda ihtarat yapılması gerektiğini, kadastro tutanakları ve taşınmazın etrafındaki tapu kayıtları incelendiğinde davaya konu taşınmazın çevresinin davacıya ait olduğu ve buradaki taşınmazların davacıya atalarından kaldığı, aynı zamanda kadastro öncesinde diğer murisler ile paylaşımın yapıldığını, kimsenin buna herhangi bir itirazının olmadığını, bunun sübutu için resen Mahkemece dosya arasına alınan nüfus kaydındaki davacının kardeşlerinin tanıklığına başvurulmasının mümkün olduğunu, TMK'nın 713. maddesi hükmüne dayalı davaların kamu düzenini ilgilendiren davalardan olup resen araştırma ve incelemeyi de gerektirdiğini, Mahkemece davacı tarafın delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin 24/09/2020 tarih 2020/321 E. 2020/374 K. sayılı kararıyla;

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafın dava dilekçesinde ve 30.04.2019 tarihli duruşmadaki beyanında taşınmazın davacıya babasından kaldığını beyan etmesine rağmen, tereke adına dava açmayan ve taşınmazın babasından kaldığını ileri süren davacıdan Mahkemece bu devir hakkında açıklama istenerek verilen kesin süre içerisinde taşınmazın babasından intikal şekli, başka bir ifadeyle terekeden çıkıp çıkmadığı, çıkmış ile hangi yolla çıktığı (taksim, satış, bağış vs.) konusunda bir açıklamada bulunmamış olmasına, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece mirasçılardan bir veya bir kısmı adına tescil istenemeyeceğine, somut olayda da davacının kesin süreli ara karara rağmen bu muristen kendisine itntikal şekillerinden birini ispat edememesine, terekeye dahil olduğu kabul edilmesi gereken taşınmaz hakkında davacının kendi adına tescil istemesinin hukuken mümkün olmamasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 31. maddesi şöyledir: “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”

2. 6100 sayılı Kanun'un 119. maddesi şöyledir: “1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

a) Mahkemenin adı.

b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.

c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.

ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.

d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.

e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.

f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.

g) Dayanılan hukuki sebepler.

ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.

h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.

(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.”

3. Değerlendirme

1. Şırnak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 795 ada 20 parsel 1303,89 metrekare ham toprak vasfıyla Hazine adına 16.12.2008 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir.

2. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı, 60 yıldır taşınmazı zilyet ettiğini ve taşınmazın murisinden intikal ettiğini iddia etmiştir. Davacının dava dilekçesinde belirttiği hususlar ile ilgili kesin süre verilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilemez.

3. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile 6100 sayılı Kanun'un 31. madde uyarınca keşif yapılmalı, dinlenecek bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın murisinden davacıya nasıl düştüğü satıp satmadığı, bağışlayıp bağışlamadığı yahut ölümünden sonra murisin terekesinin yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse hangi tarihte taksim edildiği ve kime verildiği, her bir mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiği veya her bir mirasçının ne şekilde razı edildiği, taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde zilyet edildiği hususları sorulmalı maddi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı açıklattırılmalı fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

VI.KARAR

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.