"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : DERİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, Mardin ili, .... ilçesi, .... ada 6 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanları ...’in vergi kaydı ve eski tapu kaydı bulunduğunu, taşınmazın öteden beri mirasbırakanlarının öldüğü 06.06.1992 tarihine kadar kullanımında olduğunu, 31.11.2017 tarihinde yapılan toplulaştırma işlemi ile yolsuz olarak davalı adına yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Derik Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 2018/103 E., 2019/223 K. sayılı kararıyla; davacıların iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastrosunun kesinleşme tarihinin 08.10.1975, dava tarihinin 10.05.2018 olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının müvekkileri yararına oluştuğunu, hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve kesinleşen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık sürede dava açılabilirse de, eldeki davada çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceğini, işin esasının incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 12.11.2020 tarihli ve 2020/735 Esas, 2020/480 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının itirazsız olarak 08.10.1975 tarihinde kesinleştiği ve bu halde tespitin kesinleştiği 08.10.1975 tarihi ile davanın açıldığı 10.05.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, gerekçesiyle istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 08.10.1975 tarihi ile davanın açıldığı 10.05.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3./2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.