Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5719 E. 2023/927 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak Hazine adına tespit edilmesi gereken taşınmazın davalılar adına tescil edilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların zilyetlik şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların dava konusu taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen aralıksız, nizasız ve ekonomik amaca uygun zilyetlik şartlarını sağladıklarına dair delil sunamamaları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine dava dilekçesinde özetle; ... ilçesinin ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Maliye Hazinesi adına tespit edilmesi gereken 10.179,63 m² yüz ölçümlü 160 ada 14 parsel numaralı taşınmazın davalılar (..., ..., ..., ...) adına senetsizden tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek yapılan tespit ve tescillerin iptali ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların dava konusu yeri satın aldıklarına dair herhangi bir delil ve belge ibraz edemedikleri, alınan tüm tapu kayıtlarından da böyle bir duruma rastlanılmadığı, davalıların bu alanın dededen babadan kalma tapulu yer olduğuna dair beyanlarının soyut nitelikte olduğu, itibar edilmesinin mümkün olmadığı, tespit tarihinden geriye 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen şartların davalı lehine gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ortak imzalı olarak verdikleri istinaf dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen ... ...’un tespit bilirkişisi olduğu halde mahalli bilirkişi olarak dinlenmesinin ve kadastro tespit bilirkişilerinin dinlenmemelerinin yasaya aykırı olduğunu, ... ...’un çelişkili ifade verdiğini ve Mahkemece bu çelişkinin açıklığa kavuşturulmadığını, dava konusu taşınmazın murislerinden kendilerine intikal ettiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tunceli ili ... ilçesi ... köyü 160 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1983, 1994, 2002 ve 2004 tarihli ... fotoğraflarının incelenmesinde parsel sınırının olmadığı, imar-ihyanın bulunmadığı ve ekili-dikili alana rastlanılmadığı, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin taşınmazın hiçbir zaman sürülmediğini, daha öncede şimdi olduğu gibi boş olduğunu ifade ettikleri, yine 27.03.2018 tarihli ziraat bilirkişi raporunda yüzeyinin tamamen irili ufaklı taşlarla ve kayalarla kaplı olduğu, tarımsal faaliyet bulunmadığı tespit edilerek 3402 sayılı Kanunu'nun 14, 17 ve 18. maddeleri uyarınca aralıksız ve nizasız 20 yıla ulaşan ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı belirlenmek suretiyle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, 6099 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen 36/A maddesindeki "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz." düzenlemesi karşısında Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalılar aleyhine harç ve yargılama giderine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2018 tarihli ve 2017/62 E.-2018/49 K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalıların ayrı ayrı vermiş oldukları temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın dedelerinden miras kaldığını, yaşanan terör olaylarından dolayı taşınmazın kullanımına ara verildiğini, ziraat raporunda belirtilen toprak yapısının arazilerin genelinde olduğunu, dava konusu yere ilişkin tapu kayıtlarının bulunduğunu ve zilyetlik şartlarının oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilgili kısmı şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin ilgili kısmı şöyledir: “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi şöyledir: "Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez."

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 160 ada 14 parsel sayılı 10.179,63 metrekare taşınmaz tarla vasfıyla ... oğlu ... zilyetliğinde iken 1998 yılında ..., ..., ... ve ...'a satarak zilyetliğini devrettiği belirlenerek, 1/4'er hisse ile adı geçenler adına 24.03.2009 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi gereğince davalılardan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.