Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5743 E. 2023/869 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında mirasçılar tarafından açılan davada tüm mirasçıların/miras şirketinin temsil edilmesinin gerekli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye iade davası niteliğinde olan uyuşmazlıkta, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti olması sebebiyle tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi veya miras şirketi için temsilci atanması gerekirken, bu husus gözetilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığından, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Sivas ili, Hafik ilçesi, Üzeyir köyü, Boztepe mevkii 105 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi ... ... tarafından ve ölümünden sonra da mirasçıları tarafından 50 yılı aşkın bir süredir kullanıldığını, ancak yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında taşınmazın ... ... adına tescil edildiğini belirterek, öncelikle, Sivas Hafik Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/26 Esas, 2010/16 Karar sayılı ilamına göre miras bırakan ... ...'ın miras şirketine temsilci atanmasına karar verilmesi için taraflarına yetki verilmesini, tapu maliki ... ...' nın vefat etmesi nedeniyle ... ...'nın veraset ilamında belirtilen mirasçıların davaya dahil edilmesi ile davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... ...'ın veraset ilamındaki payları oranında mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, ön inceleme duruşmasında dava dilekçesinde dava konusu olarak belirttikleri Üzeyir köyü, 105 ada 28 parselin Karlı köyü, 105 ada 28 parsel olduğunu, dilekçelerini bu şekilde düzelttiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; dava konusu taşınmazın babalarına ait olduğunu, davacıların murisi ... ... ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli ve 2016/300 Esas, 2018/98 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın önceleri davacıların murisi ... ..., ölümünden sonra da bir kısım mirasçıları tarafından ekilip biçildiği, dava konusu taşınmaz için davacılar ve murisleri lehine eklemeli olarak zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Sivas ili, Hafik ilçesi, Karlı köyü 105 ada 28 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile muris ... ...'a ait Hafik Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/26 Esas, 2000/16 Karar sayılı veraset ilamı dikkate alınarak ve 5 hisse kabul edilerek, 1 hissesinin ... ..., 1 hissesinin Pamuk Önder, 1 hissesinin ... ..., 1 hissesinin ..., 1 hissesinin ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacıların dava dilekçesinde Sivas ili, Hafik ilçesi, Üzeyir köyü, Boztepe mevkii 105 ada 28 parseli dava ettiklerini, ancak yargılamanın devamı sürecinde Mahkemenin Karlı köyü, 105 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tesciline karar verdiğini, bu nedenle usul yönünden Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca taşınmazın tamamının davacılar adına tescilinin de hatalı olduğunu, eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, davacı tarafın önce dava konusu tarlanın bir kısmına açmış oldukları su kuyularının yerini kurtarmak için talepte bulunmalarına rağmen, tarlanın tamamını dava konusu gibi göstererek parselin bütününün kendi adlarına haksız olarak tescilini sağladıklarını, dinlenen tanıkların hepsinin davacının yakın akrabası olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu Karlı köyünde dinlenen tespit bilirkişilerinin ise dava konusu yerin kim tarafından ekilip biçildiğini bilmediklerini beyan ettiklerini, bunların samimi beyanlar olup, davacıların davalarını ispat edemediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2018/2087 Esas, 2020/885 Karar sayılı ilamıyla;dava konusu taşınmazın bulunduğu Karlı köyü ile Üzeyir köyünün sınır olduğu ve dava konusu edilen taşınmaza ilişkin yapılan keşfin doğru köy sınırları içerisinde yapıldığının keşif sonrası alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği, dava konusu taşınmazın önceleri davacıların murisi ... ..., onun ölümünden sonra da bir kısım mirasçıları tarafından ekilip biçilmeye devam edildiği, bu nedenle dava konusu taşınmaz için davacılar ve murisleri lehine eklemeli olarak zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı olarak olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. ila 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin ..., ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme ... dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oy birliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.

TMK'nın 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarihli 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.

3. Aynı Kanun'un 640. maddesi, “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. ” hükmünü düzenlemektedir.

3. Değerlendirme

Eldeki davada davacılar, terekeye iade istekli olarak dava açmış olmaları nedeniyle elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır.

Hal böyle olunca; davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli ve 2016/973 E., 2017/837 K. sayılı ... ...'ın tereke temsilcisi olarak ...'ın atanmasına ilişkin kararın, Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/606 Esas, 2016/616 Esas sayılı davalarına ilişkin olduğu ve bu davada temsilci olduğundan bahsedilemeyeceği nazara alınmaksızın, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililerine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.