"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 18.12.2020 tarihli ve 2020/845 Esas, 2020/1528 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Niksar ilçesi, Serenli Beldesinde kain 113 ada 11 parsel numaralı taşınmazın, irsen kendisine intikal ederek gelen bir yer olduğunu, dava konusu yerin kendisinin zilyet ve tasarrufunda iken davalı adına tespit görüp tescil edildiğini ileri sürerek; davalı adına tescil gören taşınmazın tapusunun iptaline, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekil; dava konusu taşınmazın Ayva köyü muhtarlığına ait olduğunu, Ayva Köyü Tüzel Kişiliğinin Serenli Belediye Başkanlığına bağlandıktan sonra dava konusu taşınmazın Serenli Beldesi tüzel kişiliği adına kayıt ve tescil gördüğünü, köy muhtarlığının izniyle köy halkına samanlık yapıldığını, 1985 yılında köy muhtarlığınca aynı yere okul ve öğretmen lojmanı yapılacağının bildirilmesi üzerine samanlıkların yıkıldığını ve okul ve öğretmen lojmanı yaptırıldığını, ancak davacının samanlığı yıkmaması ve men'i müdahale talebinde bulunması üzerine, adı geçen kaymakamlıkça o tarihte dava konusu taşınmaz için davacı murisi lehine men'i müdahale kararı verilmiş ise de sonrasında dava konusu taşınmazın Serenli Belediyesi adına kayıt ve tescil edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Niksar Asliye Hukuk Mahkemesi nin 20.02.2020 tarihli ve 2018/847 Esas, 2020/79 Karar sayılı kararıyla; dosyaya kazandırılmış olan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu yerin kadimden beri hazinenin yeri olduğu, mera vasfında bulunduğunu, bu yerin samanlık yapılmak suretiyle köylü tarafından kullanıldığını, akabinde muhtarlık tarafından 27/04/1993 tarihli karar defterinde karar alınarak samanlıkların bu yerden kaldırıldığını, kadastro tutanağı altında imzaları bulunan imza sahiplerinin de aynı yönde beyanda bulunduklarını, dava konusu taşınmazın 1954 yılında çekilmiş ... fotoğrafı ile birlikte 1959 yılı baskı tarihli haritanın incelenmesinde; orman alanı dışına çıkarılan alanlardan olduğu, taşınmaz üzerinde mevcut bulunan samanlığın tutanak tarihinden sonra yapıldığı hususunun dosyaya kazandırılan ve incelenen harita ve ... fotoğrafından anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kendisine miras olarak kaldığını, samanlık olarak kullanılan bu yerin Hazineye adına yazılmış olsa bile 25 yıldır kendisi ve ailesi tarafından kullanıldığını, 1970-1975 tarihlerindeki ... fotoğrafları dosyaya kazandırılmadan teknolojik verilerin olmadığı zamana ilişkin görüntülerin hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya kazandırılan ... fotoğraflarının 1954 yılına ait olmasının mümkün olmadığını, komşu parsellerin tapularını aldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava konusu taşınmazın kendi adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ederek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.12.2020 tarihli ve 2020/845 Esas, 2020/1528 Karar sayılı kararıyla; dava konusu Niksar ilçesi, Ayva/Serenli köyü 113 ada 11 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, tarla vasfı ile davalı ... adına tespit edildiğini, tespite itiraz edilmesi üzerine tespitin 23/12/2014 tarihinde kesinleşerek tapu kaydının oluştuğunu, dosyada mevcut bulunan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın daha önce mera vasfıyla köyün ortak kullanımına mahsus harman yeri olarak kullanıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla niteliği itibariyle zilyetlikle kazanabilecek yerlerden olmadığı, aksi düşünülse bile samanlık yapmanın da tek başına imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya yeterli olamayacağı gerekçesiyle, davacının yerel mahkemeye yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. Maddesi; “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği, adlarına tespit olunur.
B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüz ölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.
Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.
Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile ..., göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.
D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.