Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5776 E. 2023/937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazın zilyedi tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan, kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve davacı tarafından yirmi yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurulduğu, ayrıca taşınmazın doğal sit alanı içerisinde bulunmasının zilyetlikle iktisabına engel teşkil etmediği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesine dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden görülen yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Marmaris ilçesi, Söğüt köyünde kain tapunun 383 ada 7-8-9-10 parsel sayılı taşınmazların zilyedi olduğu halde, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğunu, taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yürütülmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2016/419 Esas, 2018/175 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt Mahallesi 383 ada 7-8-9-10 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, taşınmazın üçüncü derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesine şerhine işlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/685 Esas, 2019/58 Karar sayılı kararıyla; “bilirkişi raporu ile tespit olunan dava değeri üzerinden hesaplanarak ikmali gereken peşin karar ve ilam harcı ikmal ettirilmeden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesinde açıklanan usul kuralları işletilmeden, yargılamaya devam edilerek, davanın esasına girilerek karar verilmesinde isabet bulunmadığı, kabule göre de; dosyada yerleşik Yargıtay kararları ile benimsenen usule uygun araştırma, inceleme ve uygulama yapılmadan, davanın kabulüne karar verilmesinde; ayrıca dava konusu taşınmazların bilirkişi raporları ile 3. derece doğal sit alanında kaldığı belirlenmesine rağmen, beyanlar hanesinde 3. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldıkları yönünde şerh verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 26/12/2019 tarihli ve 2019/117 Esas-2019/728 Karar sayılı kararıyla "zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile Muğla ili Marmaris ilçesi Söğüt Mahallesi 383 ada 7-8-9-10 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline " karar verilmiştir.

Ç. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazların çevresi, eğimi, toprak yapısı ve bitki örtüsü itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, raporun dava konusu taşınmazların vasfını ve imar ihya durumunu tespit etmekte yeterli olmadığını, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

E . Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ve 2020/183 Esas, 2020/835 Karar sayılı kararıyla; ‘‘Dairemizin 2018/685 Esas sayılı dosyasında verilen kaldırma kararı doğrultusunda Mahkemece yeniden yapılan yargılama, keşif, bilirkişi raporları ve yerel bilirkişi anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; dava konusu Marmaris ilçesi, Söğüt Mahallesi, 383 ada 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları dışında kaldıkları, öncesi ve fiili durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olmadıkları gibi, orman içi açıklık vasfında da olmadıkları, eğimleri düz olmakla orman ve toprak muhafaza karakteri taşımadıkları, amenajman planında Z rumuzlu ziraat arazisi alanında, kesinleşen sit haritasına göre, üçüncü derece doğal sit alanında kaldıkları; üzerlerinde taşınır veya taşınmaz herhangi bir kültür varlığı bulunmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da kamu hizmetine tahsis edilen yerlerden olmadıkları, bulunabilen 1983, 1987 ve 1992 tarihli ... fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme ile elde edilen üç boyutlu görüntülere göre, anılan tarihler itibariyle üzerlerinde ağaç bulunmadığı, bir bütün olarak tarım arazisi tarla vasfında oldukları, kadastro tespitlerinin yapıldığı 2005 yılından geriye doğru 20 yıldan daha fazla bir zaman öncesinde imar ihyalarının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildikleri, kadastro tespit gününe kadar aynı şekilde nizasız fasılasız malik sıfatıyla davacı ve önceki malikleri tarafından kullanılageldikleri, davacı ve devredenleri yönünden belgesiz tespit engelinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu kapsamda, davacı lehine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde belirtilen kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla mülk edinme koşullarının, dava konusu tüm parseller yönünden gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.’’ gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 11. maddesinde; "Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının malikleri bu varlıkların bakım ve onarımlarını Kültür ve Turizm Bakanlığının bu Kanun uyarınca bakım ve onarım hususunda vereceği emir ve talimata uygun olarak yerine getirdikleri sürece, bu Kanunun bu konuda maliklere tanıdığı hak ve muafiyetlerden yararlanırlar. (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.) Ancak, kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez." hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

20.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.