"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, Dedeler köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sonucu davalı ... adına tespit ve tescil edilen 125 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzii ile Hazine adına sınırlandırılan 15 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713. maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu, dava konusu taşınmazın evveliyatından itibaren kültür arazisi olarak kullanıldığı, dava konusu yerin mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazın zilyetliğinde olduğunu ispatlar nitelikte 53 Nolu Toprak Tevzii Komisyonu çalışmalarına dayanak belirtmelik tutanakları haricinde bir delil sunamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzii ile Hazine adına sınırlandırılan 15 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın toprak tevzi çalışmasının yapıldığı tarihten önce dahi davalının satın aldığı kişiler tarafından tarımsal maksatlı olarak kullanıldığı, davalıya satış suretiyle intikal ettiği ve davacının tarımsal maksatlı zilyetliğe devam ettiği, böylelikle davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçelerindeki itirazlarını tekrar ederek ve davalının eklemeli zilyetlik olgusunu kanıtlayamadığını, davalının aynı çalışma alanı içinde edindiği taşınmazların araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi; “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden dava konusu 125 ada 21 parsel sayılı, 6424,05 m2 yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın Toprak Tevzii Komisyonunun 15 nolu parselini kapsadığı ve kadastro tespiti sırasında da Hazine adına kayıtlı tapu kapsamında olsa da 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddeleri gözetilerek davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, söz konusu tespitin 01/11/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmasının yapıldığı tarihten önce davalının satın aldığı kişiler tarafından tarımsal maksatlı olarak kullanıldığı, davalıya satış suretiyle intikal ettiği ve davacının tarımsal maksatlı zilyetliğe devam ettiği, böylelikle davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; 19/04/2017 tarihli keşif zaptında taşınmazın bir gece önce ... yağmış olması ve taşınmazdan şantiye için kum çıkarılması nedeniyle su altında kalmış olduğunun gözlemlendiğinin yazıldığı, ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmazın tarla vasfında olduğu ve buğday kalıntılarının tarla üzerinde mevcut olduğunun belirtildiği; ne var ki, 19/04/2017 tarihli keşif fotoğraflarında taşınmazda su birikintisinden ziyade “gölet” oluştuğu, fiili durum ile bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve özellikle zilyetliğin süresini, bitki örtüsünü, taşınmazdan şantiye için kum çıkarıldığı tespiti gözetilerek taşınmazın kumluk, çakıllık olup olmadığı, eğimi ve toprak yapısı ile hali hazırdaki durumunu inceleyip mevcut haliyle tarım arazisi niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğini, ayrıca keşif fotoğraflarındaki göletin ne şekilde oluştuğu değerlendirecek biçimde, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın karar veren Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.