Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5794 E. 2023/1027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerindeki iddia edilen zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazlar üzerinde yirmi yıllık zilyetliğini ispatlayamadığı, bilirkişi raporları ve keşif fotoğraflarında da taşınmazlarda davacıya ait herhangi bir kullanım izine rastlanmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sonucu davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 150 ada 58 ve 122 parsel sayılı taşınmazlarda 90 yılı yakın eklemeli zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; zilyetlik ile taşınmaz edinme koşularının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların terör eylemleri nedeniyle uzun süre kullanılamadığını, beyanların ve diğer delillerin lehlerine olduğunu, teknik raporların usule uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli 150 ada 58 ve 122 parsel sayılı taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca 2013 yılında yapılan kadastro tespit çalışması sırasında, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarından bahisle belgesiz olarak ve ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, taşınmazlarda 1988 yılında kullanım olmadığının belirlendiği, üç kişilik ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise; taşınmazlardaki eğimin %15-20 arasında değiştiği, ekim faaliyetinin bulunmadığı, taşınmazların doğal yetişen otlarla kaplı olduğunun saptandığı, anılan bilirkişi raporları ve keşif esnasında çekilen fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde davacının çekişmeli taşınmazlarda kazanımını sağlayacak bir zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davacının dedesi olan Abbas’tan kızı olan Cazi’ye, ondan da oğlu olan davacıya mirasen kaldığını ve davacının 20 yılı aşan bir süredir taşınmazı kullandığını, taşınmazların bulunduğu bölgede OHAL ilan edildiğini ve bu nedenle taşınmazların birkaç yıldır davacı tarafından kullanılamadığını, bilirkişi raporlarının mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile çeliştiğini, keşifte taşınmazların bulunduğu alana gidilmediğini ve uzaktan inceleme yapılarak rapor düzenlendiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali - tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.