"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü :
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 158 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, tescil işleminin hatalı olduğunu dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak kadastro çalışması yapılırken söz konusu taşınmaza ait bütün kayıtlar uygulanmadan dayanak kayıtlar ve kadastro bilirkişileri marifeti ile yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan tespit yapıldığını, davalılar açısından zilyetlikle ve sair nedenlerle taşınmaz mal edinme koşulları gerçekleşmediğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili;dava konusu yerin 1986 yılından itibaren kendisinin ve diğer hissedarlarla birlikte kesintisiz olarak işlenmiş tarımsal faaliyetlerde bulunulduğunu bugüne kadar herhangi bir ihtilaf olmaksızın malik sıfatyıla taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduklarını, kadastro tespiti sırasında incelemelerin gereği gibi yapıldığını eski tapuların uygulandığını, dava konusu yerin özel mülkiyete konu tarım arazileri olduğunu Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamış, aynı vekille temsil edilerek davanın reddini dilemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23/03/2018 tarihli ve 2016/1093 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişilerin ortak beyanları uyarınca taşınmazın 1960'lı yıllarda Ahsen Karakaya'dan satın alındığı, ailenin 30 yıldan beridir ekip biçmek suretiyle tarım arazisi olarak kullandıkları, 17/01/1974 tarihli tapu kaydındaki sınırların çok eski olduğunu bilmediklerini beyan ettikleri,mahalli bilirkişi ...'ün dava konusu taşınmazın kuzeyindeki araziye "Mollolar" dendiğini beyan ettiği ve Tapu Müdürlüğünün cevabı yazısının mahalli bilirkişi beyanları ile aynı doğrultuda olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin hava fotoğraflarının incelendiği ve taşınmazın imar ihya görmüş tarla vasfında olduğunun tespit edildiği,ziraatçi bilirkişi raporunda dava konusu yerin hali hazırda tarım arazisi olarak kullanıldığının tespit edildiği ve davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenler
Davacı Hazine vekili, tapu kayıtların mahallinde uygunluğu konusunda yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, dayanak tapu kayıtlarının hangi parsellere revizyon gördüğünün netleştirilmesi gerektiğini, eksik bilirkişi incelemesi yapıldığını, mahalli bilirkişilerin dava konusu yerde ikamet ettiğini, civar köylerden mahalli bilirkişi seçilerek kayıt uygulamasının yapılması gerektiğini, ziraat bilirkişisi raporunda eksiklikler olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ve 2018/2080 Esas, 2020/783 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın öncesinde ... adına 04/03/1957 tarih 677 sıra no.lu tapuda kayıtlı iken, davalı Talat ve diğer davalılar murisi Salih tarafından kayıt malikinden satın ve devralındığı, anılan kaydın keşifte yapılan uygulama ile dava konusu taşınmaza uyduğunun belirlendiği, satın alındığı tarihten tespit tarihine kadar davalılar ve murislerince malik sıfatıyla zilyet edildiği, Hazine tarafından dayanılan tapunun dava konusu taşınmazı kapsamadığının keşfen belirlendiği, dava konusu yerin mütegayyip şahıslar adına tapulu iken tapu maliki tarafından tapuda yapılan resmi işlemle davalıların murisine satılıp devredildiği, taşınmazın mütegayyip şahıslar elinden usule uygun biçimde davalılara intikal ettiği, taşınmazın Hazineye kalan emvali metruke sayılan yerlerden olmadığı gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemesi mevcuttur.
1331 sayılı Emvali Metruke Kanunu,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu’nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacı Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.