Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5801 E. 2023/2787 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi mirasçılar arasında yapılan taksim nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında, taksime tüm mirasçıların dahil olup olmadığı ve bu taksimin geçerliliği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ile dosyadaki tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarına göre mirasçılar arasında taksim yapıldığının sabit olduğu, mirasçılardan birinin taksime katılmadığı iddiasının ise hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davacıların temyiz itirazlarını reddederek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü :

I. DAVA

Davacılar; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 171 ada 13 ve 14, 172 ada 11 ve 34, 175 ada 21, 24, 56, 57 ve 58, 189 ada 9 ve 24, 196 ada 14, 197 ada 2, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların kök murisleri ... ...'a ait iken ölümüyle birlikte mirasçılarına intikal ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında murisin tek erkek çocuğu olan ... ile onun çocukları olan ..., ... ve ... üzerine tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili; dava konusu parsellerin bir kısmını muris ...'ın başkalarından satın aldığını, bu taşınmazların kök muris ...'la bir alakalarının bulunmadığını, davalı ...'in de adına kayıtlı parselleri üçüncü kişilerden satın aldığını, müşterek kök muris ... ...'dan kalan yerlerin mirasçıları arasında haricen ve rızaen paylaşıldığını, davacı ...'ın köy senedi uyarınca muristen kalan yerlerdeki haklarını aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2.Davalı ...; herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında; davayı kabul ettiğini bildirmiş, davalı ...; davaya herhangi bir cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2015/311 Esas, 2019/401 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ... ...'dan intikal ettiği, mirasçılar arasında murisin sağlığında ya da ölümünden sonra yapılmış herhangi bir taksim anlaşması bulunmadığı, davacıların çekişmeli taşınmazlarda miras paylarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 171 ada 13 ve 14, 172 ada 11 ve 34, 175 ada 21, 24, 56, 57 ve 58, 189 ada 9 ve 24, 196 ada 14, 197 ada 2, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacıların veraset ilamındaki payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar; ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili; yeterince araştırma yapılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanın kadastro bölgesi olması nedeniyle harici alım satımların geçerli olduğunu, yargılama sırasında sunulan beyan dilekçelerinde murisin eşi ...'a da bir parça yer verildiğinin belirtildiğini, bu beyan doğrultusunda Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, gelen müzekkere cevabının ekinde murisin eşi ... adına tespit ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydının sunulduğunu, davacı ...'ın dosyada mevcut adi satış senedinde yazılı 189 ada 53 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmazın harici taksim sonucu kendisine verildiğini, diğer davacılar adına da taksim uyarınca tespit edilen taşınmazlar bulunduğunu, davacı ...'ın kadastro çalışmaları sırasında Kadastro Müdürlüğüne verdiği dilekçede 175 ada 83 parselin adına yazılmasını istediğini, davacı ...'ın ayrıca 25.10.2019 tarihli dilekçesinde de "bana babam sağlığında hakkımı verdi. Ancak annem ...'ın alması gereken hakkımı istiyorum" şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı ...'nun ise tapu sicilindeki kayda güvenerek iyiniyetle dava konusu parselleri satın aldığını, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, dolayısıyla diğer mirasçıların muvafakatı ya da terekeye temsilci atanması suretiyle ancak davaya devam edilebileceğini, taraf teşkilinin yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğini, tüm kanıtların taksimi doğruladığını, karar ve ilam harcının da hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2020/335 Esas,2020/435 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ... ...'dan intikal ettiğini, ölümünden sonra çocukları arasında taksim yapıldığını belirttikleri, tanık ve bilirkişi beyanları arasında herhangi bir çelişki ve tutarsızlık bulunmadığı, dosya arasına getirtilen tapu kayıtlarına göre davacılar adına kayıtlı taşınmazların görüldüğü, tüm taşınmazların kadastro tutanaklarında taksimden bahsedildiği, murisin eşi ...'ın taksime katılmadığı kabul edilse dahi, bu durumun kendisi tarafından ölene kadar dava yoluyla ileri sürülmediği, kendileri taksime katılıp adlarına taşınmaz tespit ve tescil edilen diğer davacıların ise annelerinin taksime katılmadığı gerekçesiyle taksimin geçersizliğini ileri sürmelerinin dürüstlük ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde taksim yapıldığının sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı ... tarafından istinaf edilmemesi ve dava konusu 175 ada 58 parsel sayılı taşınmaz yönünden oluşan kazanılmış haklar ve kesinleşme durumu gözetildiği gerekçesiyle, davalılar (... ve ... hariç) vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine, dava konusu 175 ada 58 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının 260/320 payının iptali ile 100/320 payın davacı ..., 100/320 payın davacı ... ve 60/320 payının davacı ... adına tapuya tesciline, kalan kısmın davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... temyiz başvuru dilekçesinde; taşınmazların çok büyük bölümünün murisin tek erkek çocuğu olan ... ve onun çocukları adına tespit ve tescil edildiğini, 60 dönümlük taşınmazdan sadece Orman Tarla mevkii 189 ada 53 parsel sayılı taşınmazın tarafına verilmesine rıza göstermiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, adaletsiz bir taksime rızası olmadığını, hastalığından ve yaşlılığından faydalanarak 12.000,00 TL ve Orman Tarla mevkiindeki 100 fındık ocaklığı yer karşılığında tüm hakkımdan feragat ettiği yönünde yazı imzalattıklarını ve senedin geçersiz olduğunu, kardeşler arasında geçerli bir taksim yapıldığı hususu kabul edilecek olsa dahi o tarihlerde sağ olan üvey annesi ...’ın bu taksime dahil olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı ... ve ... temyiz başvuru dilekçelerinde; yerel bilirkişi ve tanık ifadelerinden taksime tüm mirasçıların dahil edilmediğinin anlaşıldığını, yöntemine uygun paylaşımın olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır." hükümlerini düzenlemiştir.

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 599. maddesi; “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.

Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacıların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı fazla alınan 546,60 TL peşin harcın ayrı ayrı temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.