"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine çekişmeli 165 parsel sayılı taşınmazın, tapuda hazine adına kayıtlı dava dışı 339 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Aralık 1965 tarih, 100 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu 165 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının hükmen oluştuğu, hükmen tescil dosyasında toplanan deliller sonucunda taşınmazın davalı yanlara ait olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2019 tarihli ve 2001/280 E., 2019/78 K. sayılı kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesi nedene dayandığı, 3402 sayılı yasa uyarınca kadastrodan önceki nedene dayalı davalar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre belirlendiği, somut olayda taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın süresi içerisinde açıldığını, açıklanan ve resen ele alınacak nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2020 tarihli ve 2019/ 655 E., 2020/965 K. sayılı kararıyla, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talepli davada; 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan eldeki davanın, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dosyanın evveliyatı ve delillerin takdirinde hataya düşüldüğü, davanın süresi içerisinde açıldığı, şu halde işin esasına girilerek davanın kabulüne hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddinin doğru olmadığı kararın bozulmasına talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere Kadastro Kanunu hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı tarih olarak taşınmazın kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihi esas almış olup, taşınmaz tapuya herhangi bir nedenle tutanak kesinleştikten daha sonraki bir tarihte tescil edilmiş olsa dahi tutanağın kesinleştiği tarihin göz önünde bulundurulacağı hüküm altına alınmıştır.
3.3.3. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının muterizler tarafından askı ilan süresi içerisinde itiraz edilmediğinden mülga 766 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca 06/11/1969 tarihinden kesinleştiği, tutanağın kesinleştiği iş bu tarih ile davanın açıldığı 02/05/2001 tarihi arasında 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı Hazine’nin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
22/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.