"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince 106 ada 36 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, vekalet ücreti değiştirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ... ...’e ait 105 ada 60 ve 61 parsel, 106 ada 36 parsel, 106 ada 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...’nin ölümü üzerine de davalılar adına intikal ettiğini, ancak taşınmazların mirasbırakandan kaldığını ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 106 ada 36 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu taşınmazlardan bir tanesinin kök mirasbırakan ... ...’den davacılara ve mirasbırakanları ...’ye intikal ettiğini, diğer dört adet taşınmazın ise kök mirasbırakan ... tarafından 15.11.2000 tarihinde mirasbırakanları ...’ye hibe edildiğini, mirasbırakandan geriye birçok taşınmaz kaldığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Amasra Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2018 tarihli ve 2015/319 Esas, 2018/86 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakan ... ...’in ölene kadar oğlu ... ile yaşadığı, bakımının ... tarafından yapıldığı, davacıların şehir dışında olup dava konusu taşınmazlarda zilyetliklerinin bulunmadığı, taşınmazlarda mirasbırakan ve ...’nin zilyetliklerini birlikte sürdürdükleri, taşınmazların mirasbırakan tarafından oğlu ...’ye hibe edildiği, ... yönünden zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, davacı tarafça hibe tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığının ve hibenin mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle 106 ada 36 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunulan hibe senedi ve hibe işleminin geçerli olmadığını, davalıların kötüniyetli olduklarını, zilyetliğin hiçbir zaman davalılar murisi veya davalılara devredilmediğini,davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğunu, ancak harcı tamamlanan değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, bu yönden kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 05.11.2020 tarihli ve 2018/1986 E. 2020/865 K. sayılı kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mahallinde yapılan keşif ve keşif mahallinde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları birlikte değerlendirildiğinde, muris ... ...'in ölene kadar ... ile kaldığı, dava konusu taşınmazların hibe edildiği tarih itibariyle ve vefat ettiği tarihe kadar aynı evde yaşadıkları için dava konusu taşınmazlarda zilyetliklerini birlikte sürdürdükleri, murise vefat ettiği tarihe kadar davalılar murisi ...'in bakıp gözettiği, murisin akli melekelerinin yerinde olduğu,davacıların taşınmazlar üzerinde zilyetlikleri bulunmadığı, dava konusu taşınmazların hibe edildiği tarih itibariyle tapusuz olmaları nedeniyle hibe senedinin tek başına yeterli olmadığı, bunun yanında zilyetliğin de teslim edilmesi gerekeceği,somut olayda kök murisin taşınmazları davalılar murisine hibe edip zilyetliğini de devrettiğinin belirlendiği, tespit tarihine kadar her hangi bir niza çıkmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın, 5.000 TL değer gösterilerek, harcı da yatırılarak açıldığı, mahallinde yapılan keşif sonunda taşınmazdaki paylar dikkate alınarak dava değerinin 49.985 TL olarak belirlendiği, bu değer üzerinden harcın tamamlandığı, bu durumda yargılamada kendisini vekille temsil eden davalılar lehine harcı tamamlanan değer üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, vekalet ücreti değiştirilerek yeninden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125 inci maddesinde, “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.(2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. (Ek cümle:22/7/2020-7251/11 md.) Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” hükümleri düzenlenilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 105 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ceddinden intikalen ve taksimen 20 yıldır ...’in malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle senetsizden 14.11.2008 tarihinde ... adına tespit gördüğü, tespite itiraz edilmeyerek 22.01.2009 tarihinde kesinleştiği, 8.05.2013 tarihinde yapılan kamulaştırma işlemleri sırasında ifraz işlemi ile taşınmazın 105 ada 60 parsel ve 105 ada 61 parsel olarak ... adına tescil edildiği, ...’nin ölümü üzerine 01.12.2015 tarihinde her iki taşınmazın mirasçılarına intikalinin yapıldığı, 105 ada 60 parselin tamamının yargılama devam ederken 05.01.2016 tarihinde kamulaştırma işlemi sonucu Karayolları Genel Müdürlüğü adına yol vasfı ile tescil edildiği, dava konusu 106 ada 65 parsel sayılı taşınmazın ceddinden intikalen ve taksimen 20 yıldır ...’in malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle senetsizden 14.11.2008 tarihinde ... adına tespit gördüğü, tespite itiraz edilmeyerek 22.01.2009 tarihinde kesinleştiği, 08.05.2013 tarihinde yapılan kamulaştırma işlemleri sırasında ifraz işlemi ile taşınmazın 106 ada 87 parsel ve 106 ada 88 parsel olarak ... adına tescil edildiği, ...’nin ölümü üzerine 01.12.2015 tarihinde her iki taşınmazın mirasçılarına intikalinin yapıldığı, 106 ada 87 parselin tamamının yargılama devam ederken 05.01.2016 tarihinde kamulaştırma işlemi sonucu Karayolları Genel Müdürlüğü adına yol vasfı ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
3.Hâl böyle olunca, ifraz işlemi neticesinde oluşan ve yargılama sırasında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan 105 ada 60 ve 106 ada 87 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik ... hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usuli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371’inci maddesi, 1-ç bendi uyarınca BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacılara iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.