"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Bilecik ili, Gölpazarı ilçesi, ... köyü, 129 ada 48 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı ... adına, 121 ada 299 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının da davalı köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini ancak taşınmazların davacının babasının ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, sonrasında da diğer mirasçıların miras haklarının bedeli karşılığında davacı tarafça devralındığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında davalı köy tüzel kişiliği aleyhine açılan dava tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazı 14 yıl evvel kahvehanede pazarlık yaparak davacıdan satın aldığını, kadastro çalışmaları sırasında adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazda yol olmadığını, kepçe getirip yol yaptırdığını, tarıma elverişli bir yer olmadığından bağ ve ceviz ektiğini, o zamandan beri uğraştığını, yolun herkese açık olduğunu beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2017/26 Esas, 2019/71 Karar sayılı kararıyla; davalı ... yönünden, dava konusu taşınmazı davacıdan kadastro tespiti döneminde satın aldığı, lehine eklemeli zilyetlik yoluyla edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazın davacıya babasından miras kaldığı ve davacının diğer mirasçılar ile anlaşarak paylarının bedelini ödeyerek bu yerleri aldığını, davalının dava konusu yerin yakınlarında taşınmazı bulunduğunu, davalı tarafın davacıya gelerek davacıya ait taşınmazdan geçmek için yol istediği ve davacının da kendisine yol için müsaade ettiğini, bunun karşılığında da davacıya bir miktar para ödediğini, ancak davacının bu yerin tamamını davalıya satmadığını ve satmasını gerektirecek bir durumda bulunmadığını, taşınmaz edinme kastı ile hareket eden ve bu sebeple diğer kardeşlerinin payını para karşılığı satın alan davacının bu yerin tamamını satma düşüncesinde olmadığının açık olduğunu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından da davacının bu yerin tamamını davalıya sattığı sonucu çıkarılamayacağını, beyanlar arasında da çelişki bulunduğunu, diğer taraftan sadece yol olarak ödenen miktarın dava konusu taşınmazın tamamı için ödenip ödenmediği, yerin ödeme tarihindeki değeri dikkate alınarak tespit edilebilir iken, Mahkemece bunun yapılmadığını, bu yerin davacının mirasbırakanından intikal ettiği beyan edilmesi karşısında, murisin diğer mirasçılarının da davaya dahil edilerek beyanlarının alınması ve bu yerlerin nasıl paylaşıldığının ve dava konusu yere ilişkin nasıl bir işlem yapıldığının ayrıntılı bir şekilde sorulması gerekmekte iken, eksik inceleme ile karar verildiğini, yapılan keşfin denetime elverişli olması gerekmekte olup, eksik inceleme ile hatalı şekilde karar verildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkmesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2020 tarihli ve 2020/462 Esas, 2020/1457 Karar sayılı kararıyla; dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın davacı tarafından davalıya kadastro tespitinden hemen önce satılıp zilyetliğinin devredildiğinin anlaşıldığı, kaldı ki davacının dahi keşif sırasında alınan beyanında bir miktar para aldığını doğruladığı, ancak paranın "davalının yolu kullanması karşılığında aldığını" öne sürdüğü, ne var ki davacının taşınmazın tamamını satmadığı, söz konusu parayı yolun kullanılması karşılığında aldığına yönelik iddiasını dahi ispatlayamadığının anlaşılmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına;
Dosyanın İlk Derece Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.