Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5940 E. 2023/1284 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mirasçıların kendi miras payları dışında diğer mirasçılar adına dava açıp açamayacakları hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılar arasında görülen tapu iptali ve tescil davalarında her mirasçının sadece kendi miras payı yönünde aktif dava ehliyetinin bulunduğu, diğer mirasçılar adına tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacının miras payı oranında tapu iptali ve tesciline ilişkin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabülüne dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesis edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Artvin ili, Yusufeli ilçesi, ... köyü 153 ada 14, 191 ada 3, 4, 99, 103 ve 689 ada 37 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda davalıların murisi ... ... adına tespit ve tescil edildiklerini, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ... ...'den miras yoluyla intikal ettiğini, mirasçılar arasında yapılmış herhangi bir taksim bulunmadığını belireterek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kök muris ... ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davacı tarafın ileri sürdüğü maddi olaylar ve anlatımın tamamen hatalı olduğunu, tarafların kök murisi ... ...'in 1959 yılında vefat ettiğini ve murise ait arazilerin 1990'lı yılların başlarında taksim edildiğini, taşınmazların taksime uygun şekilde kullanıldığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28/112019 tarihli ve 2015/695 Esas - 2019/590 Karar sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlığın kök muris ... ...'in mirasının usulüne uygun olarak taksim edilip edilmediği noktasında toplandığını, tüm taşınmazların Kök Muris ... ...'in terekesine ait olduğu dosya kapsamında sabit kabul edildiğini, davalılar savunmasında miras taksimine istinaden tapuda adlarına tescil olunduğu ileri sürüldüğünü, davalı tarafların kök muris ... ...'in terekesinin paylaşıldığı vakıasını ispatla mükellef olduğunu kök muris ... ...'in terekesinin kanunun aradığı şekilde paylaşıldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların tamamının çekişmeli taşınmazların kök muris ...'e ait olduğuna dair herhangi bir anlatımda bulunmadıklarını, tam aksine kök murisi tanımadıklarını ve dava konusu taşınmazların kime olup kim tarafından kullanıldığını bilmediklerini beyan ettiklerini, çekişmeli taşınmazların kök muris ... ...'e ait olduğuna dair hiçbir delil ve emare bulunmadığını, davalıların cevap dilekçesindeki açıklamalarının çekişmeli taşınmazın kök murise ait olduğunun ikrar ve kabul edildiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, davalıların bu yönde açık bir kabul ve ikrar beyanları bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21/01/2021 tarihli ve 2021/44 Esas - 2021/30 Karar sayılı kararıyla; dosya arasına getirtilen tüm tapu kayıtları ve kadastro tutanakları ile dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına, çekişmeli taşınmazların kök muristen kaldığı sabit olmasına rağmen mirasçılar arasında taksim yapıldığının davalı tarafça ispatlanamamış bulunmasına ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının aşağıdaki bendin dışında kalan hususlar yönünden usul ve yasaya uygun olduğunu bu nedenle davalılar vekilinin davanın esasına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmediğini,davacı tarafın dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kök muris ... ... mirasçıları adına tapuya tescilini talep etttiğini, kök murisin davacı ve davalılar dışında başka mirasçısının bulunmadığı, mirasçılar arasında görülen tapu iptali ve tescil davalarında her mirasçının sadece kendi miras payı yönünde aktif dava ehliyetinin bulunduğu, diğer mirasçılar adına tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı, kaldı ki murisin diğer mirasçılarının somut olayda tapu maliki davalı konumda bulundukları, dolayısıyla eldeki davanın sadece davacının miras payına yönelik olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile Artvin ili Yusufeli ilçesi ... köyü 153 ada 14, 191 ada 3, 191 ada 99, 191 ada 103 ve 689 ada 37 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, Artvin ili Yusufeli ilçesi ... köyü 191 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi ... adına kayıtlı olan 1/2 payının yarı oranında iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.’’hükmünü düzenlemiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesi, “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin ..., ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi ise, “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden ... topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 2.553,37 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.