Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5956 E. 2022/8232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MAZIDAĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili 425 ada 5 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak davalı adına tescil edildiğini, davalının da dava konusu taşınmazın kendisine ait olmadığını kabul ettiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, 425 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile Mazıdağı Belediyesi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, kadastro tespitinin usule ve gerçeklere aykırı olduğu iddiasının soyut olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 04/10/2003 tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 425 ada 5 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak davalı adına tescil edildiğini, Belediyeye ödenen kira dekontlarının da dosya arasında bulunduğunu, davaya konu taşınmazın davalıya ait olması halinde kirasını almak için bir talepte bulunması gerektiğini, kira talebi bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu hususu açıklığa kavuşturmak için işlemi yapan memurların, dönemin muhtarının ve tanıkların tespit edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, araştırma yapılmadığını, tanıkların beyanlarının da dikkate alınmadığını, duruşmada davalı asile yemin teklif edilmiş olmasına rağmen bu talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, muvazaalı işlemlerde hak düşürücü süre ve zamanaşımı bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; tutanakların kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davacının kadastro öncesi sebebe dayalı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 04/10/2003 tarihi ile davanın açıldığı 03/01/2019 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenle; davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 14/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.