"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların taşınmazı ile davalının taşınmazı arasındaki 3-3,5 metre alanda davalının aracını park edebilmesi için kendi taşınmazlarını çevreleyen duvarı kendi taşınmazlarından tarafa olan kısmından geçecek şekilde yaptırdıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında bu duvarın davalı adına tespit edilen 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde kalacak şekilde tespit edildiğini ve davalının herhangi bir yasal başvuru olmadan duvarı yıktırdığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı Çatalzeytin ilçesi, Kuğu köyü 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile iptali talep edilen kısmın, davacılar adına tapuya kayıtlı Çatalzeytin ilçesi, Kuğu köyü 140 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenerek ya da 140 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına 1/3'er paylı olarak tapuya tesciline, herhangi bir yasal başvuru olmaksızın davalı tarafça yıktırılan, davacılar tarafından yaptırılan duvarın bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalıya ait 140 ada 2 no.lu parselin sınırlarının belirli olduğunu, yıktırılan duvarın davalıya ait parsel içerisinde yer aldığını, duvarın garaja giremeyecek şekilde yapıldığını, duvarın yıkımı konusunda davacı ... ile davalının görüştüğünü, davacının işçilerinin yaptığı bir hata olduğunu, kendisinin ve kardeşlerinin yıkıma izin verdiğini ifade etmesi üzerine davalının duvarı yıktırdığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının garajına ulaşması için, davacıların taşınmazından geçmesi gerektiği, buna dair talebin davacılardan ...'nin kabul etmesinin dava konusu alanın mülkiyetinin devri anlamına gelmediği, mülkiyeti devretmiş olsa dahi 140 ada 1 no.lu parselin paydaşlarından olan davacı ...'nin taşınmazda fiili olarak kullandığı alan belirli olmadığı için kendi payı kadar tasarruf hakkının olduğu, davacılardan ...'nin miras payı oranında tasarruf ... olmakla birlikte dava konusu fen bilirkişisi krokisinde (B) harfi ile gösterilen alanın 1/3 payının devrinde davalının hukuki yararının bulunmadığı, diğer paydaşların davalının taşınmazlarını kullanmasını kabul etmedikleri gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, kadastro çalışmalarından önce davalının, davacı ...'den garajına girebilmesi için yer göstermesini talep ettiğini, davacı ...'nin de bunu kabul ettiğini, kadastro bilirkişi raporunda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen alanların davalı adına tespitinin yapıldığını, (A) harfi ile gösterilen alanın davacı tarafın sınırında kaldığına dair itirazları olmadığını, ancak (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yerlerin davacı tarafından davalıya verildiğini, bu iddiaları kabul edilmese dahi dava konusu alanla ilgili davacı ...'nin kabulü bulunduğundan, 1/3 hissenin davalı adına tespitinin yapılması gerektiğini, duvarın davalı tarafından yıkılmadan önce davacı ... ile görüştüğünü ve davacının bunu kabul etmesi üzerine davalının duvarı yıktırdığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile öncesi davacılara ait dava konusu alanda davalı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kadastro çalışmalarından önce davalının, davacı ...'den garajına girebilmesi için yer göstermesini talep ettiği, davacı ...'nin de bunu kabul ettiğini, kadastro bilirkişi raporunda (A), (B) ve (D) harfleri ile gösterilen alanların davalı adına tespitinin yapıldığını, (A) harfi ile gösterilen alanın davacı tarafın sınırında kaldığına dair itirazları olmadığını, ancak (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yerlerin davacı tarafından davalıya verildiğini, kadastro geçmeden önce dava konusu yerlerin tapusu olmadığından, dava konusu taşınmazın davacı ...'ye ait olduğu kanısıyla hareket edildiğini, tapusuz taşınmazların mülkiyetinin zilyetlikle kazanılmasından dolayı davalının bu yerleri zilyetlik hükümlerine göre kazandığını, bu iddiaları kabul edilmese
dahi dava konusu alanla ilgili davacı ...'nin kabulü bulunduğundan, 1/3 hissenin davalı adına tespitinin yapılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararında davacı ...'nin garaj için yer gösterdiği kabul edilmesine rağmen, dava konusu yerin tamamının iptal edildiğini, duvarın davalı tarafından yıkılmadan önce davacı ... ile görüştüğünü ve davacının bunu kabul etmesi üzerine davalının duvarı yıktırdığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
düzenlemesi mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 332,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.