Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5961 E. 2023/1155 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmaz üzerinde davacıların zilyetlik iddiasına dayanarak açtıkları mera kaydının iptali ve tescil davasında, davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın sınırlarının ve çevresindeki parsellerin durumunun tam olarak tespit edilmeden, komşu parsellerin tapu kayıtları ve toprak tevzi komisyonu tutanakları incelenmeden, ayrıca detaylı keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan hüküm kurulması, eksik inceleme ve araştırmaya neden olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mera kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve katılanlar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar dava dilekçesinde, Yüksekova ilçesi, Çatma köyünde yapılan kadastro çalışması sonucu mera olarak sınırlandırılan 140 ada 8 parsel sayılı taşınmaza 90 yılı bulan eklemeli zilyetliklerinin bulunduğunu ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın mera sicil kaydının iptali ile adlarına tapuya tescilini istemişlerdir.

2.Asli müdahiller, çekişmeli taşınmazda 90 yılı bulan eklemeli zilyetliklerinin bulunduğunu açıklayarak irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın mera sicil kaydının iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmışlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, yargılama sırasında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ve asli müdahillerin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 140 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mera sicil kaydının iptali ile davacılar ve katılanlar adına eşit hisselerle tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar, katılanlar vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

1.Davacılar ve katılanlar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar ve katılanlar adına kısmi talepte bulunduklarını, davacılar ve katılanların davasının kısmen kabulüne ve bu nedenle davalı Hazine yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu beyanla hükmün bu yönü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar ve katılanlar yararına, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46/1. maddesinde belirlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada toplanan delillerden, çekişmeli taşınmazın güneydeki kadastral mera parselinden yol ile ayrıldığı, bu yolun kadim nitelikte olup 1955 ve 1968 tarihli ... fotoğraflarında ve orta fotoda bariz ve net şekilde göründüğü, çekişmeli taşınmazın toprak tevzi komisyonunun 1963 yılındaki çalışmasından önce dahi mera vasfında olmadığı, davacılar ve katılanların murisleri tarafından tarımsal maksatlı olarak kullanıldıkları, miras bırakanlarından taksimen ve intikalen davacılar ve katılanlara geçtiği, öylelikle davacılar ve katılanlar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davacılar ve katılanlar vekili ile davalı ... Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekilinin temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış mera kaydının iptali ve tapuya tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi; "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Mahkemece, toprak tevzii komisyonu sonucu oluşan mera kaydından önce davacı ve katılan taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddelerinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucunda dosyaya sunulan uzman fen bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzii komisyonunca oluşturulan 17 nolu mera parselinin içinde kaldığı belirlenmiştir. Dosyada toplanan delillere göre, çekişmeli taşınmazın doğu, batı ve güney sınırını çevreleyen 140 ada 17 parsel sayılı taşınmazın da mera olarak kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz ile güney sınırında bulunan mera parselinin kadim yol ile ayrıldığı belirtilmiş ise de dosyadaki fotoğraflardan ve uydu görüntülerinden çekişmeli taşınmaz ile komşuda bulunan 17 parsel sayılı taşınmaz arasında kadim bir yol bulunmadığı bilakis çekişmeli taşınmazın kuzey sınırında, şahıslar adına tescil edilen taşınmaz ile arasında yol bulunduğu anlaşılmaktadır. Komşu taşınmaz kayıtlarının tamamı getirtilmeden çekişmeli taşınmazın ve sınırdaki 17 parsel sayılı taşınmazın kadim mera ya da tahsisli mera olup olmadığı hususu netleştirilmeden şayet tahsisli mera iseler ve haritaları varsa uygulanması gerekirken çekişmeli taşınmazın büyük mera parselinden kazanılıp kazanılmadığı, tahsisli mera haritasının içerisinde kalıp kalmadığı, büyük bir mera parselinin yanında neden ayrı bir parsel numarası ile mera kaydının yapıldığı hususu sorulup araştırılmadan eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Ayrıca Mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmadan karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır.

Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, komşu 140 ada 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve dayanak belgeler ile toprak tevzii komisyon çalışmaları sonucu 44, 45, 47, 48 ve 49 nolu belirtme parsellerine ait belirtme tutanakları, haritası ve tablendikatifleri getirtilmeli, çekişmeli 8 parsel ile sınırdaki 17 parsel sayılı taşınmazın tahsisli mera mi yoksa kadim mera mı olduğu araştırılmalı, haritalarının olup olmadığının ilgili yerlerden sorulup saptanmalı, varsa harita ve belgeler getirtilerek keşifte uygulanmalı, komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tarafların tanıkları, tüm kadastro tespit bilirkişileri ve toprak tevzi komisyonu belirtmelik tutanağında bilirkişi veya ihtiyar heyeti üyesi olarak imzası bulunup dosya içine getirtilecek nüfus kayıtları ile hayatta oldukları belirlenecek kişiler ile daha önce keşfe katılmamış üç kişiden oluşacak uzman ziraatçı bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi ve uzman fen bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği, öncesinin kamu orta malı mera niteliğindeki yerlerden olup olmadığı, sınırdaki büyük mera parselinden kazanılıp kazılmadığı, toprak tevzii komisyon çalışmaları sırasında büyük mera parseline bitişik olan çekişmeli taşınmaza neden ayrı bir parsel numarası verildiği, çevresindeki kamu orta malı mera niteliğindeki yerden nasıl ayrıldığı, mera parseli ile arasında başkaca doğal ya da yapay ayırıcı unsur niteliğinde sınır bulunup bulunmadığı gibi hususlar etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak saptanmaya çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli ve tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Hayatta oldukları belirlenecek toprak tevzi komisyonu belirtmelik tutanağında imzası bulunan bilirkişi ve ihtiyar heyeti üyelerinden, çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı konusunda, belirtmelik tutanağındaki beyanları da gözetilerek ayrıntılı bilgi alınmalıdır.

Keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, çekişmeli taşınmazın eğimi, toprak yapısı ve bitki örtüsü yönlerinden komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeleri içerir, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığını açıklar, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığını irdeler ve çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye dosyadaki stereoskopik ... fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalıdır.

Fen bilirkişisinden keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye elverişli, Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan dağıtım haritası ve mera haritası ile kadastro paftasını çakıştırılmalı şekilde gösteren, çekişmeli taşınmaz ile mera parselinin konum ve ilişkilerini çizilecek yan kesit krokisinde açıklar ayrıntılı rapor alınmalıdır.

Yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı gözetilmeli; dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, zilyetlik hükümlerine göre inceleme yapılmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın karar veren Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.