Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5983 E. 2023/1832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında kesin hükmün oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının, daha önce Kadastro Mahkemesinde görülen ve kesinleşen aynı konulu ve aynı taraflar arasındaki davada verilen hükümle çeliştiği, bu nedenle kesin hükmün oluştuğu gözetilerek, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne ilişkin kısım dışında Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

KARAR : Kısmen Kabul, Kısmen Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davalılar ... ve ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 124 ada 89, 116 ada 94 parsel, 116 ada 96 parsel, 116 ada 119 parsel, 125 ada 5 parsel, 137 ada 79 parsel ve 150 ada 147 parsel sayılı taşınmazların kayınpederi ... ...’e ait iken 12.09.1994 tarihli “zilyed devri suretiyle tapusuz tarla satış senedidir” başlıklı senetle kendisine ziynet bedeli olarak verildiğini, verilen taşınmazların bir kısmını kadastrodan önce sattığını, davalıların bu satışa ses çıkarmadıklarını ve senetten haberdar olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... ve ..., dava konusu taşınmazların mirasbırakan babaları ...’e ait iken babası tarafından 12.09.1994 tarihli senetle davacıya ziynet bedeli olarak verildiğini, kendisi ve diğer kardeşlerin hakları bulunmadığını belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili gerektiğini beyan etmişlerdir.

2.Diğer davalılar, Nevşehir Kadastro Mahkemesinin 2009/1 Esas-2013/33 Karar sayılı dosyasında davacının aynı senede dayanarak müdahil olarak katıldığını, bahsi geçen dosyada taşınmazların mirasbırakan ...’in vefatından sonra mirasçılarına kalmış olmakla eşit hisse halinde mirasçıları adına tesciline karar verildiğini belirterek, davanın kesin hüküm nedeniyle reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli ve 2018/49E., 2018/589K. sayılı kararıyla; davanın kesin hüküm nedeniyle usûlden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazları kendisinin kullandığını, hatta dava dışı iki tanesini sattığını, davalıların da durumu bildiğini, kadastro dosyasında müdahil olup savunma ... verilmediğini, delillerinin değerlendirilmediğini, o dosyanın getirilerek incelenmesi gerektiğini, kesin hüküm olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 11.11.2020 tarihli ve 2018/2230 E., 2020/897 K. sayılı kararıyla; eldeki dava ile Kadastro Mahkemesinde görülen dava birlikte değerlendirildiğinde, eldeki dosyada davacının müdahil olarak taraf olduğu Kadastro Mahkemesi davasında da aynı senede dayalı olarak aynı taşınmazlarla ilgili aynı talepte bulunduğu, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, öncesi itibariyle tapusuz olan taşınmazların devri için zilyetliğin devrinin zorunlu olduğu, dava konusu taşınmazların bir kısmının ... ...’ten, bir kısmının ...’ten kaldığı, her iki murisin de ölünceye kadar zilyetliklerini herhangi bir mirasçıya veya bir başkasına devretmedikleri, zilyetliklerinin hiçbir şekilde bir başkasına geçmediği gerekçesiyle senedin herhangi bir geçerliliği ve önemi bulunmadığı, taşınmazların eldeki dosyada davalılar adına paylı şekilde tapuya tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, eldeki davanın tarafları, konusu ve maddi vakıaları önceki dava ile aynı olup, kesin hükmün oluştuğu, ancak davalılar ... ile ...’in usulüne uygun olan kabul beyanlarının gözetilmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 341 ve 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. " dava şartı olarak belirlenmiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi;

"(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.

(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır." hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen eksiğin tamamlanması ile dosya arasına alınan Kadastro Mahkemesi dosyası ile birlikte incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.