"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asiller dava dilekçesinde, taraflar arasında daha önce aynı mahkemenin 2012/304 E. 2014/417 K. sayılı dosyasında kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra 1937 tahrir tarihli ve 1229 tahrir numaralı vergi kaydının temin edilebildiğini, bu kayıtla davalıların talep ettiği taşınmaz ile yargılamada hüküm altına alınan taşınmazın farklı olduğunun anlaşıldığını, davacılara ait olan taşınmazın Kala mevki olduğunu ancak yargılamanın Deliksöğüt mevkiide bulunan taşınmazla ilgili yürütüldüğünü ileri sürerek, daha önce kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak açılan davada verilen kesin hükmün yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, daha önce açmış oldukları davanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacıların iddialarının doğru olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların yargılamanın iadesi taleplerine dayanak gösterdikleri delillerin tamamının daha önceki yargılamada değerlendirilerek hüküm kurulduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 375. maddesinde yer alan yargılamanın iadesi nedenlerinin sınırlı sayıda olduğunu, davacıların ileri sürdüğü nedenlerin bu nedenlerden hiçbirine girmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asiller istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı asiller istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın babalarından miras yoluyla kendilerine intikal ettiğini, daha önceki yargılamada dayanılan 1228 ve 1229 tahrir numaralı vergi kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı iddia edilmişse de vergi kaydında bahsi geçen taşınmazın dava konusu taşınmazdan 5 km uzakta olduğunu, dinlenen tanıkların çelişkili beyanda bulunduklarını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların dayandığı sebeplerin yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirine uymadığı gerekçesiyle, davacı asillerin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asiller temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asiller temyiz dilekçesinde özetle, yargılamanın yenilenmesi taleplerinin İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince dikkate alınmadığını, delillerinin toplanmadığını, yeniden keşif yapılmadığını, oysa ki yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundukları hükümde dahili davacılardan İnci Yavuz'un payının gösterilmediğini, hem davacının hem de davacının eşinin vefatı ile hükmün infazının olanaksız hale geldiğini, hüküm kısmında toplam hisse ile miras paylarında çelişki bulunduğunu, yargılama aşaması tamamlandıktan sonra 1937 tahrir tarihli ve 1229 tahrir numaralı vergi kaydında sınırları belirtilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı yer olmadığını, vergi kaydında bahsedilen yerin Kala mevkii olduğu ancak dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin Deliksöğüt mevkii olduğunu, iki yer arasında 3 km bulunduğunu, yeniden keşif yapıldığında ayrı yerler olduğunun tespit edileceğini, tanıkların çelişkili beyanda bulunduklarını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, daha önce kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak açılan davada verilen kesin hükmün yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılamanın iadesi sebepleri" başlıklı 375. maddesinde, "- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir."
düzenlemesi mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı asiller tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.