Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6016 E. 2023/1482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında, kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının da miras payı bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının zilyetliğinin tereke adına olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, taşınmazları murislerinden intikal yoluyla veya mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu edindiğini ispatlayamaması, terekeye ait taşınmazlarda zamanaşımı yoluyla iktisabın mümkün olmaması ve davalının zilyetliğinin tereke adına olduğu gözetilerek, davacının miras payı oranında tapu iptali ve tesciline karar veren istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden hüküm, Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gevaş Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Van ili, Gevaş ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 149 ada 20, 152 ada 5 ve 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazların muris babalarından kalan yerler olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında mirasçılar adına yapılması gerekirken yalnız davalı adına tespit gördüğünü, davalı kardeşinin kendisinden habersiz 12 nolu parseli başkasına sattığını kalan taşınmazları da satmaya çalıştığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kendisi ve kardeşleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili yargılama sırasında 27.02.2018 tarihli duruşmada taşınmazların davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini talep ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; davacının kardeşleri adına dava açma yetkisinin olmadığını, taşınmazların muris babalarından kalan taşınmazlar olmadığını, kendisine ait olduğunu savunarak açılan davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi dolduğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın davacının ve davalının ortak murisi babalarından kaldığını, davacının hakları gözetmeden sadece davalının adına tescilini gerektiren bir hukuki ve yasal gerekçenin bulunmadığını, vasiyetnamenin ya da bir taksimin yapılıp bu taşınmazların bu sebeple davalı adına tescilinin gerektiği konusunda bir tespit de bulunmadığını, keşif sırasında dinlenen tanık ve bilirkişilerin taşınmazların muristen kaldığını beyan ettiklerini, bu hususlar açıkken davanın ispat edilemediğinden dolayı reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazların öncesinin 10.10.1980 tarihinde vefat eden ve terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olan muris ... ...’dan geldiği ve taşınmazların muris tarafından sağlığında yapılan bağış, satış vs. yollarla veya ölümünden sonra ... mirasçıları arasında yapılan taksimde davalıya geçtiğinin davalı tarafından iddia ve ispat edilemediği, terekeye ait mallarda mirasçılar arasında zamanaşımı yoluyla iktisap mümkün olamayacağından, davalının dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin tereke adına olduğunun ve taşınmazlarda davalı dışındaki mirasçıların da miras payı bulunduğunun kabulünün zorunlu olduğu, 160 ada 12 parsel yönünden ise davalı adına kayıtlı olmadığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca uyuşmazlığın esasına ilişkin yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne; Van ili, Gevaş ilçesi, ... Mahallesi 160 ada 12 parsel yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, 149 ada 20 ve 152 ada 22 parsel yönünden davanın kabulüne davalı adına olan tapu kaydının muris ... ...'un Gevaş Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/10/2014 tarihli ve 2014/98 Esas - 2014/99 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki davacı payı olan 1/4 hissesinin iptali ile davacı ... kızı ... (...) adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, dava konusu yapılan taşınmazların, davalıya babasından miras olarak kalan taşınmazlar olmadığını, davacının davasını somut deliller ile kanıtlayamadığını, davalının kadastrodan evvel 40 yıl önce dahi taşınmazlara zilyet olduğunu, 713. madde şartlarının oluştuğunu, muris ... ...'un taşınmazlarda zilyetliğinin olmadığını, keşif sırasında beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında da, dava konusu taşınmazların davalıya ait olduğu, yaklaşık 40 yıldan daha fazla bir süredir davalının kullandığını, muris hayatta iken dahi davalı tarafından kullanıldığını, ekilip biçildiğini, ev yapıldığını beyan ettiklerini, beyanları alınan davalı kardeşler ... ve ...'in de aynı doğrultuda beyanda bulunduklarını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mirasçılar arası kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK'nın 190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "

Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701,. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701. - 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya ... olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde; “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Van ili, Gevaş ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 149 ada 20, 152 ada 5 ve 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar ceddinden intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Bilahare 152 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 21.07.2011 tarihinde kamulaştırma nedeniyle ifraz olmuş 152 ada 22 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına, 152 ada 21 parsel ise yol olarak tescil edilmiştir. Yine 160 ada 12 parsel 12.04.2013 tarihinde dava dışı ... ...'e satış suretiyle devredilmiştir.

2. Dosya içerisinde bulunan veraset ilamları ve nüfus kayıtlarının incelenmesinden; davacı ... Altıntaş ile davalı ...'un kardeş oldukları, babaları ... ...'un 10/10/1980 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.