"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine, davalının başvurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, Bartın ili, Merkez ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 111 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tarafların mirasbırakanı ...’a ait olmasına rağmen hatalı olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ...’ın 7 çocuğu olduğunu, terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davacıların adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının babası hayatta iken babasının izni ile taşınmaz üzerine ev yaptığını, kadastro çalışmaları sırasında da baba ...’nin davalı oğlunun yıllarca kendisine yardım etmesi ve bakımını üstlenmesi nedeniyle dava konusu yeri oğlunun adına yazılmasını istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ... yönünden davanın ispatlanmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taşınmazın bedeli karşılığında muris ... tarafından davalıya devredildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini, mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın taksimi konusunda çelişkiye düştüklerini, bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, taşınmazın ...’ye ait olduğunu ancak davalıya nasıl geçtiği hususunu bilmediklerini beyan ettiklerini, davalı tarafa muris tarafından sadece ev yapılması izni verildiğini, zeminin mülkiyetinin verilmediğini, mahkemece davalı tanık beyanlarına üstünlük tanındığını ancak bunun sebebinin açıklanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yapılan keşif sonucu değerinin belirlendiğini ve bu değer üzerinden ıslah edilerek harcın tamamlanmasına rağmen mahkemece davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti alacağının eksik olduğunu, vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiğini, mahkemece tavzih taleplerinin reddedildiğini, temsil ettirmesine rağmen lehlerine vekalet ücreti takdir edilmediğini belirterek vekalet ücreti yönünden mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına göre çekişmeli taşınmazın, evveliyatında tarafların ortak murisi ...'a ait iken, sağlığında dava konusu taşınmazı davalıya bağışlayıp, zilyetliğini de devrettiği, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitine bir kayıt ve belgenin esas alınmadığı, yargılamada tarafların bir kayıt ve belgeye dayanmadıkları, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığından menkul mal hükümlerine tabi olduğu, bu nedenlerle yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği, kısa elden teslimin bir eşyayı-somut olayda tapusuz taşınmazı- feri zilyet sıfatıyla elinde tutan kişinin asli zilyet ile arasındaki anlaşmaya dayanarak asli zilyetliği kazanması hali olduğu, böylece kısa elden teslim yoluyla zilyetliğin teslimsiz kazanılmasının mümkün olup davalının mirasbırakanla ölüm tarihine kadar birlikte oturduklarına göre, somut olayda kısa elden teslimin varlığını ve davalı ...'a mirasbırakanı tarafından yapılan bağış ile zilyetliği de kazandığı gerekçesiyle mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede, davanın değeri olan 19.103,59 TL üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin hükümleri uyarınca hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına mahkemece daha az vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilerek, davacı ...'nın davadan feragati nedeniyle davanın reddine, davacı ... yönünden dava ispatlanamadığından davanın reddine, davalı vekili lehine 3.400.00 TL vekalet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesi; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763'üncü maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.
Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.