Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6035 E. 2023/1376 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları öncesinde malik sıfatıyla zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetliğin, hava fotoğrafları ile çeliştiği ve davacının malik sıfatıyla zilyetliğini ispatlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen asıl dava ve asli müdahale davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil davacısı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyünde kain 103 ada 34 parsel sayılı taşınmazın kendisine ırsen intikal ettiğini, 80-90 yıldır davaya konu yerde eklemeli olarak zilyetliklerinin devam ettiğini, yapılan taksim sonucunda bu yerin davacı adına bırakıldığını, taşınmaz üzerinde malikler arası kullanımı gösteren fiili sınırların mevcut olduğunu, davaya konu taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olan tarlanın devamı niteliğinde olduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında nizalı kısmın mera olarak tespit edildiğini belirterek; nizalı olan yaklaşık 19.517,644 m²'lik kısmının adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Asli müdahil ...; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü, 103 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tarım arazisi olarak bir kısmını kullandığını, ırsen ve taksimen kendisine intikal ettiğini, eklemeli zilyetliğin 80-90 yıldır devam ettiğini, malikler arasında kullanımı gösteren fiili sınırların mevcut olduğunu, taşınmazda hakkının olduğunu ileri sürerek yapılan tespitinin iptaline ve taşınmazın fiili taksime göre adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; orta malı niteliğinde olan meranın kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılmasının mümkün olmadığını ve davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2017/411 Esas, 2020/173 Karar sayılı kararıyla; asıl dava ve asli müdahilin davası bakımından; dava konusu taşınmazın mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığının anlaşıldığı, tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde kanunla belirlenen 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğin davacı lehine oluştuğunun ispatlandığı, davalının iddiasını ispatlar nitelikte delil sunamadığı gerekçesiyle; asıl dava ve asli müdahale davasının ayrı ayrı kabulü ile, fen bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda krokide A harfi ile gösterilen 19.537,29 m2 yüzölçümlü kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, krokide B harfi ile gösterilen 5.120,49 m2 yüzölçümlü kısmının tapu kaydının iptali ile asli müdahil ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.02.2021 tarihli ve 2021/20 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ait belirtmelik tutanağının bulunamadığı, taşınmazın güneyinde yol, batısında dere bulunduğu, diğer sınırlardaki taşınmazların tarla vasfında olup bir çoğunun şahıslar adına hükmen tescil edildiği, taşınmazın toprak tevzi komisyonunun 1963 yılındaki çalışmasından önce dahi mera vasfında olmadığı, mera bütünlüğü ve ayırıcı unsur kavramlarından bahsedilemeyeceği, fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen bölüm yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle; davalı Hazine’nin bu bölüme yönelik istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı ancak, fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen katılan ... adına tescile karar verilen bölüme ilişkin olarak, katılanın fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen bölümü talep ve dava konusu yaptığı fakat bu kısmın davacı tarafından dava konusu edilmediğinden asli müdahile konu olamayacağı, velev ki taşınmazın tamamını dava ettiği iddia edilse bile, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davaya katılma tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi isabetsiz olup davalı Hazine’nin istinaf istemi yerinde görüldüğünden, hükmün kaldırılarak asıl dava bakımından davacı ...'in davasının kabulü ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; katılanın davası ise reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde asli müdahil vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı asli müdahil vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazın bir kısmının asli müdahilin murisleri tarafından davacıya satıldığını, kendilerinin fen bilirkişi raporunda A ve B harfi ile gösterilen bölümlerin her ikisine de asli müdahil olarak davaya dahil olduklarını, sınır tespitinin yeniden yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi; “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği, adlarına tespit olunur.

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüz ölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.

Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.

C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile ..., göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.

D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen kısma yönelik verilen karara karşı asli müdahil vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Temyizen incelenen karar tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asli müdahil vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısma yönelik verilen karara karşı davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Somut olayda; keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler davaya konu taşınmazın ırsen davacıya kaldığı ve davacı tarafından kullanıldığı yönünde beyanda bulunmuşlar ise de; nizalı taşınmaza ait 1955 tarihli ... fotoğrafında fen raporunda belirtilen A, B ve C alanlarının kendi aralarında herhangi bir sabit sınır olmadığı, taşınmazın bütün halde olduğu, taşınmazın doğu sınırında bulunan komşu parseller ile arasında sabit sınır olduğu, batı sınırında ark, kuzey sınırında taban suyu yüksek arazinin bulunduğu, güney sınırında ise eğimli bir arazinin bulunduğu, bu tarihte de taşınmazın tamamının biçenek vasfı ile kullanıldığı, sürülü olmadığı, 1968 tarihli ... fotoğrafında taşınmazın A, B ve C olarak 3 parça halinde davacıların kullanımında olduğu belirtilmiş ise de; A, B ve C alanlarının kendi aralarında ve komşu parseller ile arasında sabit sınır olmadığı, taşınmazın tarımsal olarak sürülü olmadığı, dava konusu taşınmaz ve komşu parsellerin tamamında tarımsal olarak kullanım gözlemlenmediği, öbek öbek ot birikintisinden taşınmazın biçenek olarak kullanıldığının anlaşıldığı bildirilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle ... fotoğraflarının incelenmesinden; taşınmazın bütünlüğünün korunduğu, davacının iddia ettiği alana ilişkin fiili kullanımının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Asli müdahilin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Van Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.