Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6052 E. 2023/1615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlikle kazanma şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının zilyetlikle kazanma iddiasının ispatı için gerekli tüm delillerin toplanmadığı, özellikle de aynı bölgede davacı veya mirasbıranı adına belgesiz zilyetlikle tespit veya tescil edilen başka taşınmaz olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın sulu/kuru vasfının araştırılmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması doğru görülmeyip bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Pamukova ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 16 parsel sayılı 3.005,96 m2 miktarlı taşınmazın tapulama ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın 1.203,31 m2'sinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek, çekişme konusu miktarın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, davasını 1.265,10 m2 olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2016/246 Esas, 2017/428 Karar sayılı kararıyla;davacının iddiasını ispatladığı gerekçesiyle taşınmazın 1.265,10 m2 lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2018 tarihli ve 2018/1045 Esas, 2018/1386 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz ve komşu parsellerin kadastro tutanaklarının getirtilerek hak düşürücü süre ve taşınmazın niteliği yönünden değerlendirilmediği, taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılmadığı, taleple bağlılık kuralı aşılarak karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının Anayasanın 141. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilen zorunluluğa rağmen gerekçe içermediği gerekçesiyle Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özellikle taşınmazın üzerindeki meyve ağaçlarının yaşları dikkate alındığında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne, çekişme konusu 16 parsel sayılı taşınmazın 20.05.2019 havale tarihli fen bilirkişisi raporu ekinde yer alan krokide 16/B harfi ile gösterilen 1.265,10 m²'lik kısmına karşılık 126510/300596 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmazın eski tarihlerden beri kamu kullanımında olduğunu, ortasından yol ve kanal geçtiğini, davacının zilyetlikle kazanma iddiasını ispatlayamadığını belirterek, kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tanık bildirmediği, dosya kapsamındaki deliller ile de iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesince dinlenen tarafsız, yaşlı mahalli bilirkişilerin beyanları ile taşınmazın 40 yılı aşkın süredir babası ve kendisi tarafından tarımsal amaçla kullanıldığını, ağaçların babası tarafından dikildiğini, 20 yılı aşkın kesintisiz süren zilyetliğinin ispat edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir;

"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi şöyledir;

“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

17. maddesi şöyledir;

“ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

3. Değerlendirme

1. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, davalı adına kayıtlı 3.005,96 m2 miktarlı 111 ada 16 parsel sayılı taşınmazın, 1.203,31 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmazın 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, tarla vasfı ile ... köyü tüzel kişiliğinin 20 yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda olduğu belirtilerek köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiği, 26.05.2014 tarih ve 1779 yevmiye numarası ile davalı ... Belediyesine devir edildiği anlaşılmıştır.

2. Dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifler sonucunda hazırlanan ziraat mühendisi bilirkişi raporlarında, taşınmazın 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, üzerinde 25 yaşlarında ayva ağaçlarının bulunduğu, halihazırda tarımsal üretimin olmadığı, harita bilirkişisi raporuna göre; 1979 ve 1994 tarihli ... fotoğraflarında taşınmaz üzerinde ayva ağaçlarının bulunduğu, keşif mahallinde dinlenen

mahalli bilirkişilerce, taşınmazın davacının babasının zilyetliğinde iken tek mirasçı olarak davacıya kaldığı ve 40 yılı aşkın süredir zilyetliklerinin devam ettiğinin beyan edildiği, böylece dava konusu taşınmazın İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen 1.265,10 m²'lik kısmının davacı tarafından zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.

3. Ayrıca, davacının Kadastro Kanunu'nun 14. ve ... Medeni Kanunu'nun 713. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak iptal ve tescil davası açmış olduğu gözetilerek, davacı ve mirasbıranı ... Yıldız adına, aynı bölgede belgesizden zilyetlik yoluyla tespit veya tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı ve dava konusu taşınmazın sulu-kuru toprak vasfı ilgili yerlerden araştırılmadan sonuca gidilmiştir.

4. Hal böyle olunca, davacı ve babası adına aynı bölgede belgesiz zilyetlik yoluyla tespit veya tescil edilen taşınmaz miktarının Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki 40-100 dönüm sınırlandırmasını aşıp aşmadığının tespit edilmesi, dava konusu taşınmazın sulu-kuru tarım arazisi vasfının araştırılması bundan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.