"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle,... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Kararın tereke temsilcisi ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif dava ehliyeti nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı tereke temsilcisi ... tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı ... dava dilekçesinde; Ardahan ili ... Köyünde bulunan ve vefat eden babası ...'ten kendisine intikal eden yıllardan beri zilliyetinde bulunan taşınmazın kadastro çalışmaları esnasında 104 ada 16 parsel numarasıyla davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
2. 14.01.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı ... imzalı beyanında taşınmazın babasına ait olduğunu belirtip tüm mirasçıları adına tescil edilmesini talep etmiştir.
3.Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.06.2016 tarihli 2016/306 Esas 2016/681 Karar sayılı kararıyla ... ... terekesine temsilci olarak atanmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Hazinenin tapu kayıt maliki olmadığını ileri sürerek davanın husumet yokluğundan reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu kaydında görünen malikin ... Köyü Tüzel Kişiliği olduğu, davalı Hazinenin tapuda malik olarak görünmediği anlaşıldığından davanın Hazine yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalı olan ... Köyü Tüzel Kişiliği yönünden davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Tereke temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; kendilerinin ... Köyü nüfusuna kayıtlı olduklarını, bu köyde doğup büyüdüklerini, bu köyde taşınmazlarının olmasının hayatın olağan gerçeği olduğunu, dava konusu taşınmazın babaları ...'in vefatından sonra çocukları tarafından kullanıldığını, eski muhtar ...'ın taşınmazın ... tarafından kullanıldığını beyan ettiğini, tanıklarının dinlenmediğini, dava konusu 104 ada 16 ve 17 parsel arasında sınırla ilgili ihtilaf bulunması nedeniyle Hazine'nin davada taraf sıfatının bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı dava dilekçesiyle babası muris ...'e ait iken ölümü ile kendisine kalan taşınmazın yıllardır zilyetliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve adına tescili isteminde bulunduğu, yargılama sırasında taşınmazın babasına ait olduğunu, tüm mirasçılarının ... bulunduğunu belirttiği, mahkemece davacıya diğer mirasçılarının muvafakatini sunması veya terekeye temsilci atanması için süre verilmesi üzerine Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/306-681 E. K. sayılı kararı ile ... terekesine davacı ...'in tereke temsilcisi olarak atandığı, ayrıca bir kısım mirasçıların da muvafakatlarını sundukları, dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre ...'in 06/10/1987 tarihinde vefat ettiği, davacı dışında murisin başkaca mirasçılarının da olduğu anlaşıldığından TMK'nın 701 ve 702 maddeleri gereğince aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti olmadığı, mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde davanın davalı köy yönünden esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bununla birlikte mahkemece davalı Hazine yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de öncelikle aktif dava ehliyetinin değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğu, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından pasif husumet veya esasa ilişkin değerlendirme yapılması mümkün bulunmadığından ilk derece mahkemesince davalı Hazine hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden davanın esasına ilişkin hüküm kurmak suretiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
Tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; ...'nın 1965 tarihinde taşınmazı köye bağışladığı iddiasının hatalı ve yanlış olduğunu, o tarihte daha çocuk olduğunu, dava konusu yerde yeterli yerleri olmadığından köye dönme isteklerini gerçekleştiremediklerini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı TMK'nın ;
640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya ... olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde; “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda Ardahan ili Merkez ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 16 parsel sayılı 49.630,69 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz ...'nın 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde iken 1995 tarihinde ... Köyü Tüzel Kişiliğine hibe ettiği belirtilerek ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiş, davacı ... tarafından tespite itiraz edilmesi sonucunda Ardahan Kadastro Mahkemesininin 24.06.2008 tarih ve 2008/ 132-337 E- K. sayılı kararı ile davanın askı ilan süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, karar 08/08/2008 tarihinde kesinleşerek taşınmaz ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil edilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince ...'in 06.10.1987 tarihinde vefat ettiği, davacı dışında murisin başkaca mirasçılarının da olduğu, TMK'nın 701 ve 702 maddeleri gereğince aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
3.Somut olayda davacı ...'in dava dilekçesinde taşınmazın babasından kendisine intikal ettiği gerekçesiyle kendi adına tescil isteğinde bulunduğu, ancak yargılama sırasında ön inceleme duruşmasında taşınmazın babası ...'e ait olduğunu beyan ederek tüm mirasçılar adına tescilini talep ettiği, başka bir deyişle, dava açarken bulunmayan aktif dava ehliyeti noksanlığının, yargılama sırasında ortaya çıktığı, bu kez Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli 2016/306 Esas 2016/681 Karar sayılı kararıyla ...'in ... terekesine temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.
4. İştirak halinde mülkiyete konu terekede, TMK'nın 702. maddesi uyarınca bir veya birden çok mirasçı, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunan kişilere karşı, kendi miras payına/ paylarına yönelik dava açma hakkına sahip olmayıp, bir nevi tasarruf işlemi olan dava açılması işleminde tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bu cümleden olmak üzere; tüm mirasçıların eşyanın terekeye döndürülmesi istemine ilişkin birlikte hareket ederek dava açma hali, ya tüm mirasçıların birlikte dava açması yada bir veya birden fazla mirasçının açtığı davaya diğer mirasçıların yöntemince muvafakat etmeleri veyahut murisin terekesine temsilci atanması hallerinde mümkündür.
5.Hal böyle olunca; ...'in ... terekesine temsilci olarak atandığı, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderildiği anlaşıldığından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı olduğu şekilde dava ehliyeti yokluğundan karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA,
Aynı Kanun′un 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Peşin alınan harcın talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
27.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.