Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6099 E. 2023/1383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde zilyetliği iddia edilen taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine taraflar arasında mülkiyet hakkının tespiti uyuşmazlığı doğmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kök mirasbırakanlarının taşınmazlar üzerindeki yirmi yıllık zilyetliğini tanık beyanları ve diğer delillerle ispatladıkları, davalıların ise aksini kanıtlayamadıkları gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle yeniden kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, kök mirasbırakan ...’in malik sıfatı ile uzun yıllardan beri fasılasız ve nizasız bir şekilde kullandığı 105 ada 10, 12 ve 14 parsel, 146 ada 1 ve 3 parsel, 147 ada 7 ve 9 parsel, 148 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 105 ada 4, 12 ve 13 parsel, 146 ada 2 ve 4 parsel, 147 ada 6 ve 8 parsel, 148 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan işlemin hatalı olduğunu, kendilerinin de miras payları oranında çekişme konusu taşınmazlarda pay sahibi olmaları gerektiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., dava konusu taşınmazların kök mirasbırakan ...’in değil kendi mirasbırakanları ...’in zilyetliğinde olduğunu, kadastro çalışmalarında tespit ve tescil işleminin de bu şekilde tamamlandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kök mirasbırakan ...’in zilyetliğinde olduğu, uzun yıllardan beri fasılasız ve nizasız olarak kullanıldığı, dinlenen tanık beyanlarının da bu doğrultuda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan ...’in zilyetliğinde olduğunu, dinlenen tanık beyanlarının da bu hususu doğruladığını, çekişme konusu taşınmazların tapusuz yerlerden olduğu, davalıların mirasbırakanı ...’in 40-50 yıldan beri zilyetliğinde olduğu, ölümü ile davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiği, Mahkemece, jeodezi ve jeolog uzman bilirkişilerden rapor alınmadığını, taşınmazların bulunduğu bölgeye ait ... fotoğrafları istenilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazların müstakil parseller olduğunu, davalılar adına her bir taşınmazın ayrı ayrı kayıtlı olduğunu, bu nedenle taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, bu nedenle kararda yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olmalarının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 105 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde iki ayrı yapı bulunduğu, bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen yapının davalıların mirasbırakanı tarafından, B harfi ile gösterilen yapının ise kök mirasbırakan ... tarafından yapıldığı, taraflar arasında bu yöne ilişkin ihtilaf olmadığı, bu nedenle tapunun beyanlar hanesine A harfi ile gösterilen yapının davalılara ait olduğuna dair şerh düşülmesine, ayrıca davacılar tarafından dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescili istemiyle eldeki davanın açıldığı, ancak Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tamamı üzerinden harca ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, davacıların miras payı oranında (2/3) harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına, kararın harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi ile 105 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen yapının davalılara ait olduğu yönünde tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine, hükmün düzeltilmesi suretiyle yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davalıların mirasbırakanı ...’in zilyetliğindeki yerlerden olduğunu, dinlenen tanık beyanlarının da bu hususu doğruladığını, ölümü ile davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiğini, Mahkemece, jeodezi ve jeolog uzman bilirkişilerden rapor alınmadan, taşınmazların bulunduğu bölgeye ait ... fotoğrafları istenilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazların müstakil parseller olduğunu, davalılar adına her bir taşınmazın ayrı ayrı kayıtlı olduğunu, bu nedenle taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olmalarının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların keşfen dava tarihi itibariyle değerinin 371.599,74 TL olarak belirlendiğini, bu değer üzerinden davacılara eksik harç ikmal etmeleri için kesin süre verildiğini, buna rağmen 6.345,99 TL harç tamamlaması gerekirken 4.146,00 TL harç tamamlandığını, harcın verilen kesin süre içerisinde eksik olarak ikmal edilmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmeden işin esası hakkında karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 6.460,85 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den, 6.154,57 TL bakiye onama harcının da davalı ...'den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.