"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/288 Esas, 2018/147 Karar sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, bu kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2018/1644 Esas sayılı dosyası ile başvurunun reddine karar verildiğini, davaya konu taşınmaz üzerine davacının 1991 yılında gecekondu yaptığını, 1999 yılında yapılan imar planında park yeri olarak ayrıldığının belirtildiğini, imar planında gecekonduların bulunduğu yerin parsel numarasının bulunmadığını, arazinin tescil dışı olduğunu, tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde 30 seneden fazla bir zamandan beri gecekondunun bulunduğunu, yargılama aşamasında sonradan ortaya çıkan yeni deliller olduğunu, bu sebeple yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu, gecekondunun 1991 yılında yapıldığına dair Altındağ Belediyesince verilmiş evrak ve Bölge Adliye Mahkemesinin de mevcut arazinin tescil harici bırakıldığı yönündeki gerekçesinin tescil koşullarını sağladığını ileri sürerek; yargılamanın iadesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/324 Esas, 2019/560 Karar sayılı kararıyla; yargılamanın iadesini gerektirir bir hususun bulunmadığı, imar planının 1999 yılında oluşturulması, davacının zilyetliğinin başlangıç tarihi, nizasız ve fasılasız olma şartının gerçekleşmemiş olması, davaya konu taşınmazın geçmişinin dere yatağı olması nedeni ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunması sebepleriyle davanın reddedildiği ve yargılamanın iadesi nedenlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın davacı tarafından toprak doldurularak oluşturulduğunu, davacının 28 yıldır zilyet olduğunu, parsel numarasının bulunmadığını ve parsel numarası bulunmayan yerin park yeri olarak ayrılamayacağını, eğer park yeri olarak ayrıldıysa yargılamanın iadesinin amacına uygun olarak bu belgenin getirtilmesi gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 16.09.2020 tarihli ve 2020/310 Esas, 2020/903 Karar sayılı kararıyla; yargılamanın iadesine konu Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2016/288 Esas, 2018/147 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak arsa ve üzerindeki 2 gecekondunun TMK'nın 713. maddesi uyarınca adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, açılan davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli ve 2018/1644 Esas, 2019/645 Karar sayılı ilamı ile davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiğinin anlaşıldığı, yargılamanın iadesine ilişkin hükümlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, davacının dayanağının yargılama aşamasında sonradan ortaya çıkan yeni deliller olduğu, arazi üzerindeki gecekonduları 1991 yılında yaptığına dair Altındağ Belediyesinin resmi evrakı ve Bölge Adliye Mahkemesinin de mevcut arazinin tescil harici bırakıldığı yönündeki gerekçesinin TMK'nın 713. mad. koşulları sağladığını ileri sürdüğü ancak, davacı tarafından ileri sürülen gerekçelerin HMK'nın 375/1-ç ve diğer bentlerindeki koşulları oluşturmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, HMK'nın 375. maddesi uyarınca yargılanmanın iadesi istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 375. maddesi;
" (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(1) (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir. " hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.