"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Karabük ili, Eskipazar ilçesi, ... köyü 149 ada 20 parsel, 154 ada 1 parsel, 155 ada 11 parsel, 163 ada 3 parsel, 173 ada 4 parsel, 175 ada 6 parsel, 175 ada 9 parsel, 175 ada 10 parsel, 175 ada, 11-14-16 parsel, Doğancılar Köyü 146 ada 1-5-6-7 parselde kain taşınmazların davacı ve davalılar dahil 5 kardeşin olduğunu, taşınmazların muris babaları ...'den intikal ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davacı ve dava dışı kız kardeşi devre dışı bırakılarak davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek; davalılar adına kayıtlı olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına 1/5 hisse ile tespit ve tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davacının iddasının gerçeği yansıtmadığını, mirasçıların şifahen taksim sözleşmesi yaptıklarını, davacının da kendisine ait yerlerinin olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2019 tarihli ve 2018/74 Esas, 2019/156 Karar sayılı kararıyla; taşınmazların davalıların ceddinden ve vereseler arasında taksimen adlarına tespit ve tescilinin yapıldığı, taşınmazların kök muristen intikal ettiğine yönelik ispat yükünün davacıda, taksim olgusunun ispat yükünün ise davalılarda olduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile dava konusu taşınmazların kök muris ... tarafından zilyet ve tasarruf edildiğinin anlaşıldığı, ancak murisin vefatından sonra miras paylaşımı yapılıp yapılmadığı konusunda açıklayıcı ifadelerin olmadığı, kök muris ...'in 1972 yılında öldüğü, davaya konu taşınmazlardan 163 ada 9 parsel sayılı ve 105 ada 9 parsel sayılı taşınmazların Şerife adına tespit edildiği, 149 ada 17 parsel sayılı, 148 ada 8 parsel sayılı, 152 ada 3 parsel sayılı, 174 ada 1 parsel sayılı, 175 ada 5 parsel sayılı 146 ada 3 parsel sayılı, 150 ada 13 parsel sayılı 155 ada 24 parsel sayılı, 158 ada 2 parsel sayılı, 163 ada 2 parsel sayılı, 165 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tespit edildiği, fiili bir taksimin söz konusu olduğu ve bu hususun davalıların savunmasını desteklediği, bu nedenle soyut tanık beyanlarına itibar edilmeyerek kadastro tutanaklarına itibar edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların ortak muris olan babaları ...'ten geldiğini, davalıların taksim olgusunu ispat edemediğini, davacı adına tespit edilen yerlerin babadan kalma yerler olmayıp satın alınan yerler olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2020/345 Esas, 2021/147 Karar sayılı kararıyla; kök muristen intikalen ve taksimen gelen bir kısım taşınmazların davacı adına tespit edildiği, bu taşınmazların dava konusu taşınmazlara komşu bulunduğu, dava dışı mirasçı Şerife Ateş adına da tescil edilen taşınmazlar bulunduğu, mirasçılar tarafından kendi adlarına tespit edilen yerleri uzun süredir kullandıkları, soyut beyanlara itibar edilemeyeceği, mirasçılar arasında taksimin yapıldığının kabulünün gerekeceği, davacı tarafın istinaf dilekçesinde kendi adına kayıtlı taşınmazların muristen kalmadığı, bunların satın alındığına yönelik satış senetleri istinaf dilekçesine eklenmiş ise de, HMK.nın 357/1 maddesindeki; "İstinaf aşamasında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz" hükmü uyarınca, davacının yargılama sırasında dayanmadığı belgelere itibar edilmediği gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.