"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin kurallar gözetilerek sınırlı olmak üzere kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; ... ilçesi, ... (...) Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 140 ada 452 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescilinin yapıldığını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz başında bulunmamaları nedeni ile taşınmazın 1849 m2'lik kısmının Hazine adına, 1833,54 m2 lik kısmının ise 140 ada 453 parsel numarası ile davacılar adına yazıldığını dava konusu taşınmazın zilyetliğinin 60-70 yıldan fazla olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacıların adlarına tapuya tesciline karar verilmesi istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın kadastro öncesi tapusu bulunmadığını, yapılan tahkikat sonucunda taşınmazın kullanımsız ve özel mülkiyete konu edilemeyecek yerlerden olduğunu, davacıların imar ihyaya dayalı zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli ve 2016/164 Esas, 2017/392 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile dava konusu ... ili,... ilçesi,Talatbey Mahallesi 140 ada 452 parsel sayılı taşınmazın davalı ... Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına 1/2 hisse oranında, davacı ... adına 1/2 hisse oranında tapu siciline tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2018/158 Esas, 2018/148 Karar sayılı kararıyla;davacıların dava konusu taşınmazın 13/08/1964 tarih ve 107 sıra numaralı tapu kaydının sınırları içinde kaldığı iddiası ile dava açtıkları, tapu maliklerinin ½ pay ile davacı ..., ½ pay ile de davacı ... murisi ... ... olduğu ,tapu maliki olan Metin murisi ...’in veraset ilamının dosyaya getirtilmediği ve ... terekesinin hukuki durumu ve taksim olgusu üzerinde durulmadığı, tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı birlikte dava açmaları zorunlu olduğu hususları üzerinde durulması gerektiği, kabule göre de, taşınmazın güneyinde bulunan orman sınırının kesinleşme tarihinin orman idaresinden sorulması, davacıların dayandığı tapu kayıtların ilk tesisine kadar tüm tedavülleri ile varsa oluşum belgeleri ile diğer tüm eksikler belirtilerek taşınmazın orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle teknik bilirkişilerden müşterek imzalı krokili rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 16/07/2020 tarihli ve 2018/140 Esas, 2020/312 Karar sayılı kararıyla; davacı murisi ... ...'nun davacı ... dışındaki mirasçıların 20.11.2019 tarihli dilekçeleri ile dava konusu taşınmaz üzerindeki tüm haklarından davacı ... lehine feragat ettikleri, mirasçılar arasında anlaşma ve taksimin varlığının kabul edilmesi gerektiği, taşınmazın evvelinden beridir zeytinlik vasfında olduğu, tarımsal amaçla kullanıldığı ve orman dışında kaldığı,arazi vasfında olan taşınmazın masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirildiği, imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıldan fazla süredir ekonomik amacına uygun olarak zilyet edildiği ve zilyetliğin halen sürdürüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile 140 ada 452 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına 1/2 ve davacı ... adına 1/2 hisse oranlarında tesciline karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde;yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığını, davacıların nizasız ve fasılasız 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığını, bilirkişi raporunda imar ihyanın tamamlandığı tarih ve diğer hususların ispat edilemediğini, davacılara haklarından fazla yerin yazıldığını, mirasçılık sıfatı ve intikal hususu açıklığa kavuşturulmadan taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, elbirliği mülkiyetinde adi yazılı dilekçe ile devrinin hukuken olanaksız olduğunu,taşınmaz üzerinde davacıların kullanımının bulunmadığını, kendileri yasal hasım konumunda olmakla aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli ve 2020/1027 Esas, 2021/452 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro sırasında zeytinlik vasfı belirtilerek taşınmazın Hazine adına tespit edilmesinin hukuki dayanağının "taşınmazın malikinin tespit sırasında bilinememesi" olduğu, Mahkemece yapılan keşif alınan bilirkişi raporları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile taşınmazın 1958 ve 1977 yılına ait memleket haritalarında zeytinlik rumuzlu tarımsal alanda kaldığı, taşınmaza ait 1970,1974 ve 1984 tarihli hava fotoğrafı ile 2011 yılı ortofoto görüntülerinde taşınmazın zeytin ağaçları ile kaplı olup tarımsal amaçlı kullanıldığının bildirildiği, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, taşınmaz üzerinde tespit günü itibariyle davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde olmadığını, ancak, davalı Hazine’nin harçtan muaf olmasına rağmen hüküm yerinde dava açılış harcı ile ıslah harcının yargılama giderleri içinde sayılmak suretiyle harçtan muaf olan Hazineden dolaylı olarak harç alınması sebebiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin kurallar gözetilerek sınırlı olarak kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
03.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.