"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince davacılar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, bu güne değin mal varlığını beklenen mirasçıları arasında paylaştırmadığını, 2006 yılında Akçakoca ilçesi, ... ve ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında gerçekte kendisinin olan ve mülkiyetini hiçbir zaman terk etmediği ... köyü 118 ada 3 parsel, ... köyü 104 ada 7 - 146 ada 1 ve 155 ada 21 parsel sayılı taşınmazları oğlu olan davalının kadastro tespiti sırasında kendi adına tespitini yaptırdığını ve taşınmazların davalı adına tescil edildiğini, bu durumu öğrendiğinde davalının taşınmazları 3.kişilere devir etmekle tehdit ettiğini ve tapu kayıtlarını devir ve ferağ etmekten kaçındığını, yapılan tespitin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının dava ehliyetinin olmadığını, uzun sayılabilir zamandan beri aklen rahatsız olduğunu, davaya konu taşınmazların mirasçılar arasında paylaştırılmadığının doğru olmadığını, davacı olan babanın sağlığında tapulama gelmeden önce bir kısım yerlerini çocukları arasında paylaştırarak kendilerine zilyetliklerini teslim ettiğini, bir kısım yerleri de kendi üzerinde tuttuğunu, dava konusu taşınmazların davalıya bırakıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, muris ...'nın aktif-pasif tapu kayıtları incelendiğinde; tanık beyanlarını destekler şekilde, ... tarafından oğlu olan davacı ...'e ... köyünde bulunan 115 ada 17, 116 ada 2, 156 ada 9 ve 192 ada 5 parseller olmak üzere dört taşınmazın verildiği, davalıya da dava konusu taşınmazların verildiği, davacı ...'in Adli Tıp Kurulunda babasının mal paylaşımı yaptığına yönelik beyanı ile tüm taraf tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; muris ...'nın taşınmazlarını çocuklarına taksim ettiği, taksim neticesinde davalıya verilen taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesince, davacılar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz ... miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.
Somut olayda, davacının yargılama aşamasında 09.04.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı oğlu Sebahattin, davacı eşi ..., davacı çocukları ... ile ...'in kaldıkları, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/242 E- 2018/137 K sayılı kararı ile davacı ...'nın terekesine ...'ün temsilci olarak atandığı, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın tereke temsilcisine 26.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.