Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6171 E. 2023/1921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde yirmi yıl boyunca kesintisiz ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispatlayamaması, kadastro öncesi zilyetliğin tanık ve bilirkişi beyanları ile de kanıtlanamaması ve Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki eski yapı kalıntılarının davacıya zilyetlik kazandıracak nitelikte olmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Sivas ili, Hafik ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 138 ada 10 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tespit gördüğünü, taşınmazın devamı olan davacının ataları tarafından arılık, harman yeri gibi amaçlar için kullanılan 10 parsel sayılı taşınmazdan yola kadar inen kısmın kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 138 ada 11 no.lu parsel içerisinde kaldığını ileri sürerek, davalı Hazine adına olan kısmın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşif sonrası alınan jeodezi bilirkişisinin eski ... fotoğraflarındaki çözünürlük ve dava konusu alanın küçüklüğü nedeniyle kullanımın tespit edilemediği yönündeki raporu, bir kısım mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında gecen eski duvarın fen bilirkişi rapor ekinde sunulu 1998 ve 2004 yıllarına ait fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere kadastro tespitinin dahi içinde kaldığı yönündeki raporu, içinde yapı olan kısım yönünden bir kısım mahalli bilirkişiler tarafından eski duvarın üzerinden aynı sınırda yeniden duvar yapıldığı beyanı karşısında fotoğraflarda herhangi bir duvarın tespit edilememesi, mahalli bilirkişi ... Karakaş'ın "önceden rampa şeklindeydi, ev yapılmadan önce düzeltildi" şeklindeki beyanı gözetildiğinde, davacının taşınmazda 20 yıl süren zilyetliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, tanzim edilen bilirkişi raporu, mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişi, tanık anlatımları ve satış senedinin değerlendirilmediğini, keşifte alınan beyanlar ile dava konusu yerin müvekkiline ait olduğunun ispatlandığını, ... fotoğraflarının 25 yıl öncesine ait olduğunu, eski duvarın bu fotoğraflarda bulunmasının taşınmazın müvekkilinin kullanımında olduğunu doğruladığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadastro çalışmaları sırasında dava konusu, Hafik ilçesi, ... köyü, 138 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, aynı yer 10 parsel sayılı taşınmazın ise arsa niteliğiyle irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... oğulları ... ve ... Kuşkaya adına tespit ve tescil edildiği, ...'ın payının davacı ... tarafından satın alındığı, 2004, 2008 ve 2010 tarihli uydu görüntülerine göre taşınmaz üzerinde eski bina ve duvarın bulunduğu sonrasında yıkıldığı, tespit tarihinden sonra ise üzerindeki yapı ve etrafındaki çitin yapıldığı, satın alınan yerin duvar ile çevrili yer olduğu ve sınırın değişmediği, uydu görüntülerindeki eski duvarın bulunduğu yer ile çıkıntı yapan bina kısmı zeminin eğiminin yüksek olması nedeniyle öncesinde harman yeri olarak kullanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir;

"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir;

“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

17. maddesi şöyledir;

“ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4. 4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.