Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6172 E. 2023/2180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemden kaynaklanan, köy tüzel kişiliğinin mera, yaylak, kışlak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerler ile Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki tapu iptal ve tescil talepleri hakkındaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı köyün, taşınmazların mera vasfında olduğu ve köyün zilyetliğinde bulunduğu iddiasına karşılık, toplanan deliller ve bilirkişi raporları neticesinde dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera niteliğinde olduğunun tespit edilmesi ve mera vasfındaki taşınmazların sınırlandırılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı; ... ili, ... ilçesi,... köyü 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın köyün merası olduğu ve köyün kullanımında olduğu halde Hazine adına yazıldığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile ... köyü adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.

2.Birleştirilen davada davacı; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 138 ada 1 parsel, 138 ada 6 parsel, 138 ada 8 parsel, 139 ada 2 parsel, 140 ada 1 parsel, 141 ada 1 parsel, 142 ada 5 parsel, 142 ada 1 parsel, 143 ada 5 parsel, 144 ada 11 parsel, 144 ada 63 parsel, 144 ada 66 parsel, 144 ada 77 parsel, 144 ada 78 parsel sayılı taşınmazların kadimden beri köyün zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğunu ileri sürerek davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... köyü adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrfufu altında olan yerlerden olduğunu, davanın açılmasında davacı köy tüzel kişiliğinin hak ve menfaatinin olmadığını, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2017/224 Esas, 2018/104 Karar sayılı kararıyla; teknik bilirkişi raporu, mahalli bilirkişi ve tutanak bilirkişi beyanları doğrultusunda taşınmazların mera vasfında olduğu, meraların özel mülkiyete konu olamayacağı, taşınmazların mera olarak sınırlandırıldıktan sonra mera özel siciline kaydedilmesi gerektiği, dava konusu 138 ada 1 parsel, 138 ada 6 parsel, 138 ada 8 parsel, 139 ada 2 parsel, 140 ada 1 parsel, 141 ada 1 parsel, 142 ada 5 parsel, 143 ada 5 parsel, 144/1 parsel, 144 ada 11 parsel, 144 ada 63 parsel, 144 ada 66 parsel, 144 ada 77 parsel, 144 ada 78 parsel sayılı taşınmazların kadimden beri mera olduğu değerlendirilerek özel siciline kaydına karar verilmesi gerektiği, 142 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın dava tarihi itibariyle davalı adına kayıtlı olmadığı bu taşınmaz yönünden davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı ... köyü tüzel kişiliği vekili; dava konusu taşınmazların arpa ekimi yapılmak suretiyle tarım arazisi olarak kullanıldığını, arazi yapısının mera, yaylak ve orman özelliği taşımadığını, mera olarak özel sicile kaydının yapılmasının mümkün olamayacağını,tapu kütüğünde belediye ve köy tüzel kişilikleri adına kayıtlı meraların karineten özel mera olduklarını ve bu taşınmazların Mera Kanunu'na tabi olmadan özel hukuk hükümlerine göre serbestçe maliklerince tasarruf edilebileceklerini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

Davalı Hazine vekili; asıl dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapuda ham toprak vasfı ile kayıtlı olduğunu, taşınmazın köy merası olduğunun iddia edildiğini, taşınmazların niteliği bakımından ihtilaf bulunmasına rağmen Mahkemece usulünce araştırma yapılmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleştirilen dava konusu taşınmazlar yönünden;davacı yanın mera olduğu yönünde herhangi bir iddiasının mevcut olmadığını, talebi aşar surette mera olarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, 17/04/2018 havale tarihli hava fotoğraflarının değerlendirildiği orman yüksek mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi ek raporunda 1970 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazların tamamının orman sayılmayan alanlardan olduğu belirtilmesine karşın, bir sonraki paragrafta dava konusu taşınmazların tamamının değil bir kısım taşınmazların orman sayılmayan alanlardan olduğunun belirtildiğini, bu husustaki çelişkilerin Mahkemece giderilmediğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki veya kamu yararına tahsis edilip özü değiştirilerek tescile tabi hale gelmiş taşınmazlardan olan dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile Yasa'da belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2021 tarihli ve 2020/1565 Esas,2021/384 Karar sayılı kararıyla; davacı ... köyü tüzel kişiliğinin çekişmeli taşınmazların mera, yaylak, kışlak, otlak, harman yeri, pazar ve panayır yerleri gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olmadığı ve kadimden beri köy halkının zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunan, zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile malik sıfatı ile zilyet olduğunu ileri sürerek köy tüzel kişiliği adına tapuya tescili istemiyle dava açtığı, İlk Derece Mahkemesince çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verildiği, iddianın ileri sürülüş biçimine göre Mahkeme gerekçesinin aksine davacının çekişmeli taşınmazların mera olmadığı, davacı köy tüzel kişiliğinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğini öne sürdüğü, mahalli bilirkişi beyanlarında çekişmeli taşınmazların köyün arazisi olduğu, hayvan otlatmak amacıyla kullanıldığını beyan ettikleri, ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların üzerinde tipik mera bitki örtüsü özelliğindeki ak üçgül ve köpek dişi türlerinin ağırlıklı olduğu ve taşınmazların genel özellikleri itibari ile mera vasfında olduğunun anlaşıldığı,çekişmeli taşınmazların niteliği itibariyle zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığı ve davacı tarafın ekonomik amaca uygun bir zilyetliği bulunmadığı, 142 ada 1 parsel yönünden ise Hazinenin tapu kayıt maliki olmadığı Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde;dava dosyası kapsamında alınan hava fotoğrafları, yapılan keşif akabinde alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların; "orman sayılmayan alanlar" ve toprak yapısı bakımından mera özelliği taşımadığı, taşınmazların tarla, bağ ve bahçe ile köy yerleşim alanı olarak kullanılan alanlar olduğunun açık bir şekilde tespit edildiği, taşınmazların evveliyatında özellikle arpa ekimi yapılmak suretiyle tarım arazisi olarak kullanıldığı, arazi yapısının mera, yaylak ve orman özelliği taşımadığı bu nedenle mera olarak özel sicile kaydının yapılmasının mümkün olamayacağını, aksi kanaat hasıl olduğu takdirde dava konusu taşınmazların köy tüzel kişiliği adına tapuya kayıt edilmesinde özel mera olarak yapılması şartları oluştuğundan, tapu kütüğüne tüzel kişilik adına kayıt edilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddi kararında sebep taleple bağlılık ilkesine dayanmasının dosya kapsamına uygun düşmediği dava dilekçesinde aleyhe bir değerlendirme hasıl olduğu takdirde İlk Derece Mahkemesi kararında talebe aykırı bir durumun söz konusu olmayacağının açıkça anlaşıldığını maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması istenmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği, adlarına tespit olunur.

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ili, ... ilçesi,... köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 1 sayılı taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olup kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği ve itiraz edilmeyerek 25.01.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Davacı vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin birleştirilen dava yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davacı, asıl davada; dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın köy merası olarak yazılması gerektiğini dava dilekçesinde belirtmiştir. 23.05.2016 tarihli ziraat mühendisinin hazırladığı raporda; taşınmazın yüzeyinde tipik mera bitkisi olan ak üçgül ve köpek dişi türlerinin ağırlıklı olduğu, taşınmazın açık olan kısımlarının hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığı belirtilmiş, komşu köy mahalli bilirkişileri de 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hayvan otlatıldığını beyan etmişlerdir.Toplanan delillere göre; dava konusu 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olduğu sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca; 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

4. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; kabule göre; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak yeniden hüküm kurulduğuna göre davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi isabetli değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.