"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... Merkez, 119 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespitinin yapıldığını, ancak parsel içerisinde bulunan bir kısmın davacıya ait olduğunu, nitekim davacı adına kayıtlı 119 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da devamı niteliğini teşkil ettiğini, dava konusu parselle ilgili mera tahsis kararı bulunmadığını, davacının eklemeli zilyetlikle 90 yıldır taşınmazı kullandığını ileri sürerek, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, Esendere Merkez, 119 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın bir kısmının davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının uzun zamandan beri devam eden zilyetlik iddiasını vergi kayıtları ile eklemeli zilyetlikleri de somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde, Kadastro Kanunu'nun 14. maddedeki şartların gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... fotoğraflarının incelenmesi sonucu dava konusu taşınmazda tarımsal amaçlı kullanım olmadığı ve taşınmazın imar ihyasının yapılmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazda toprak tevzi çalışması yapılmadığından jeodozi bilirkişi raporunda 1962 tarihli ... fotoğrafının kullanılmasının hatalı olduğunu, jeodozi bilirkişinin ek raporunda başka bir dosyadan bulduğu 1988 tarihli ... fotoğrafı ile rapor hazırlamasının hukuka aykırı olduğunu, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu A ile gösterilen alan içerisinde yer alan meyve ağaçlarının olduğu kısmın mera olmadığının belirtilmesine rağmen bu hususun mahkemece değerlendirilmediği, dava konusu taşınmazla ilgili mera kaydı bulunmadığını, kadastro çalışmaları sırasında davacıya ait olan 119 ada 3 parselden, dava konusu alanın hataen bölündüğünü ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazda toprak tevzi çalışması yapılmadığından jeodozi bilirkişi raporunda 1962 tarihli ... fotoğrafının kullanılmasının hatalı olduğunu, nitelim 1962 tarihli fotoğrafta köydeki hiçbir taşınmazın sınırları bulunmadığını, jeodozi bilirkişinin ek raporunda başka bir dosyadan bulduğu 1988 tarihli ... fotoğrafı ile rapor hazırlamasının hukuka aykırı olduğunu, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu A ile gösterilen alan içerisinde yer alan meyve ağaçlarının olduğu kısmın mera olmadığının belirtilmesine rağmen bu hususun mahkemece değerlendirilmediği, dava konusu taşınmazla ilgili mera kaydı bulunmadığını, keşifte dinlenen tanıkların dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu ifade ettikleri, kadastro çalışmaları sırasında davacıya ait olan 119 ada 3 parselden, dava konusu alanın hataen bölündüğünü, toprak tevzi çalışması yapılmadığından dava konusu yerin kadim mera olduğundan söz edilemeyeceğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
Düzenlemesi mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu parselin 02.01.2008 tarihinde mera vasfıyla kamu orta malı olarak tespit gördüğü, davacının dava konusu yaptığı alanın ziraat bilirkişilerce ikiye ayrıldığı, bir kısmında meyve ağaçlarının olduğu diğer kısmında ise tarımsal faaliyetin yapılmadığının ifade edildiği, 2019 tarihinde yapılan keşifte meyve ağaçlarının 8-10 yaşlarında olduğunun tespit edildiği, hem 1962 hem de 1988 tarihli ... fotoğraflarında, mera ile dava edilen kısım arasında sınır bulunmadığı, tarımsal faaliyet yapılmadığı, meradan açma yerlerden olduğu tespitlerinin yer aldığı görüldüğünden, davacının davasının reddedilmesinde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
İlk Derece Mahkemesince alınan 2.736,00 TL tamamlama harcının, talebi halinde mahallinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı fazla yatırılan 220.10 TL onama temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.