"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 116 ada 36 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa ki taşınmazın davacıya babasından miras yolu ile kaldığını, davacının zilyet olduğunu, ... Kadastro Mahkemesinin 2005/317 Esas 2008/24 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davalı vakfa ait olmadığının tespitinin yapıldığını ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın eski kayıtlardan da anlaşılacağa üzere davalı kuruma ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu yerin (Koyunbaba Vakfı arazisi) daha evvelinde de benzer nedenlerle yargılama makamları önüne getirildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/07/1935 tarih, 9 Esas 52 Karar sayılı kararı ve Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25 Nisan 936 tarih 5574 Esas, 1713 Karar sayılı kararı (Ek-1), ... Kadastro Mahkemesinin 24/03/2011 tarih, 2011/1 Esas, 2011/3 Karar sayılı kararların bulunduğunu, ... ... köyünde yapılan tapulama çalışmaları sonucunda tespite itiraz edilmeden kesinleşen ya da ... Kadastro Mahkemesinin kararlarıyla kesinleşerek Koyunbaba Vakfı adına tescil gören taşınmazların uydudan kadastro parsel görüntülerinde (Ek-2) kadastro öncesi tapu belgelerinde geniş bir alanı kapsayan vakıf tapularında yöre insanı tarafından bilinen yer isimleri ve arazinin özellikleri sayılarak sınırlandırma yapıldığını, mahalline uygulanması gereken tapu kayıtlarına bakıldığında toplam alanın yaklaşık olarak 99 hektar yani 990 dönüm olduğunu, davaya konu parselin mesahası 6.523 m2 yani 6,5 dönüm civarında olduğunu, uydudan alınan görüntüye bakılırsa 990 dönüm vakıf arazisinin tam ortasında 6,5 dönümlük özel mülkiyet ve üstelik bunun evveliyat kayıtları da mevcut olmadığını, resmi kayıtlar (eski tapu belgeleri, mahkeme kararları) karşısında tanık beyanları üzerine kurulmuş bir karar varsa da bunun nesnel olmadığını, yine uydu görüntülerine bakıldığında davaya konu yerin etrafının vakıf parselleri ile çevrili olduğunu ve pek çoğunun tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının görüleceğini, taşınmazın tarımsal faaliyette kullanılıyor olması onun vakıf taşınmaz olmadığını ifade etmeyeceğini, haklı da olsa bir şeyin zilyedi olmanın aynı zamanda o şeyin iyelik (sahiplik-mülkiyet) hakkını vermeyeceğini, üstelik yasaya göre vakıf taşınmazları üzerinde zilyetlikle kazanma hükümleri uygulanamayacağını, araştırılması gerekenin davaya konu parselin tarımsal faaliyete konu olup olmadığı ya da kim tarafından kullanıldığının değil, daha öncesinde de uygulamaya konu edilen tapu kayıtlarının içinde kalıp kalmadığının olduğunu, yapılan kadastro tespitinin doğru ve usulüne uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın davalı vakfa ait tapu kaydı kapsamında kalmadığının kuvvetli delil niteliğindeki ... Kadastro Mahkemesinin 2005/317- 2008/24 E-K sayılı kararının esas alındığı bilirkişi raporundan anlaşıldığı, davacı açısından zilyetlikten edinme koşullarının oluştuğunun yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarıyla belirlendiği, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesinde;
“A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 50,66 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.